Yok Gibi Yaşamak
Hayat ne de çok acımasız. Yine Eminönü’nün tarifi imkansız kalabalığından, bir haykırış yükseliyor 'Yalnızlık'...
Sahi neydi yalnızlık ? Neydi acı ? Neydi kardeşlik? Bizi umursuz onları umutsuz yapan şey neydi ?
Kalabalığın içinde kafamda kalabalık sorular...
Bağırdı çocuk yalnızlık diye baktı gözlerime, umut dolu. Beni de tut dedi, tut ve kaldır...
Neden kaldıramadım ki ? Neden uzatamadım elimi ? Yoksa korkmuş muydum yükünün ağırlığından.
Mermerin soğukluğundan ?
Yapmam gereken şey belliyken sordum kendime ne yapmalıyım. Sahi bu kadar mı köreldi vicdanım bu kadar mi kör olmuştum. Bu kadar niye korkmuştum.
Hala gözlerine bakıyordum çocuğun..
Hiç ayırmadan. O bana bakmıyordu ama neden ? Çok mu red edilmişti ?
Sonra toparladım kendimi kaldırdım kafamı...
Kimsesiz bir kalabalık. Havanın soğukluğu ile kalplerde soğumuştu sanki , yoksa havayı soğutan kalplerimiydi?
İlerledim yürüdüm arkama bakmadan , bakamadan, ardımdan baktığını hissederek , kafamdaki sorular ile hissiz kalabalığın içinde yürüdüm. Yürüdüm yürümesine ama yürüyen ben değildim bedenim di...
Mümkün müydü ona sarılabilmek. Onu ısıta bilmek?,yoksa beni de bir kalabalık olarak mı görüyordu çünkü bakmıyordu yüzüme sadece elini uzatıyordu. Utanıyordu yoksul insanlara muhtaç olduğu için, insanlıktan nasibini almamış insanlar bir yetime ne verebilirdiki azıcık paradan başka, oysaki karnını doyurmaya değil gönlünün doldurulmasına. Isıtılmasına ihtiyacı vardı....
Kayıt Tarihi : 8.5.2018 12:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)