YOK DAHA NELER
büyük sözler kimin umrundaydı. bir sonuca varmak için bir yere varmak gerekmiyor, diyaloglar çoklukla monologlara benzerken insan sadece kendini tanıyabilir deniyordu. bu esnada akıl sadece kendini tanıyanı tanıyabilir diye zavallı bir hükme takılıverdi. sonrası bulanıktı, halbuki güzel başlamıştı. hiçbir şeyin popüler olmasını önleyemedi, zaten istenilen bu değildi. okunaksızlık ya da gizli içerik arşivleri fındık fıstıkla doluydu. bu durum çözülemeyen sorunları beraberinde getiriyor. her şey tahminle biliniyor, iyi başlayan şeyler yağmalanıyordu...
sen ne anlatıyorsun bakışları arasında öncelikle ödevlerini unutmuş öğrenci misali sonra da ya aldatılmışsak gibi, aynı külü eşelediğini fark etti. bilenler susup gidiyor yerine yenileri gelip konuşuyordu. bu hep böyleydi. bu durumla cinsel arzularını kullanarak başa çıkamazdı. hafızada bir tasarruf değildi. istikbalinin karanlıklarında günah ve erdem arasında bir ara kablosu oldu.
bekleyip görmek lazımdı
Gizli sırlarımı aşikar etme
Lal olsun dillerin söyleme ya da
Garip bülbül gibi ah-u zar etme
Gizli dertlerimi sana anlattım




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta