Yok be içim,
sana gözümden fayda
elim soğuk, tenim alışık bu rezil kimsesizliğe.
Gitmem, seni öksüzlüğe terk edip
geleceksen! Benimle... Çürüyeceksen! İşte! Onu bilmem.
O benide aşar, senide...
Aşikâr olmayı ne çok istedin, ne çok sustun!
En çok sözün edileceği yerde
sen kırılmayı seçtin, ışığın suda ki hali gibi.
Yaprağın dal ucunda ki çilesi, rüzgârla savaşı
o güneşle olan aşkı gibi
ağacına küstün ve hep sustun!
Yok be içim,
dışının kabuğundan
anlamsız;
mecali bitik mahlesinde çıkmaz sokaklar
ne dokunuş ne bakış
ne ikisine de giryan şu ıssız dudak
ve kalbi taşıman, yükündür ebedi
sana benden de fayda yok.
Issızlığa yazılmış bir terennüm
Her notası senden gayri ve senden daha az
yokluğa düşmüş bir şuğul
söyletir beni acıdan, acıdan, acıdan…
Öfkesi kursağında aç bir sırtlan gibi
tövbesi kanmayacak doğuma
düşen sendin ve bende sana.
Sana düştüm.
Kayıt Tarihi : 20.12.2015 18:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!