Daha ne olsun istiyorsan; olmaz,
Daha ötesi yok, bu kadarı da olur.
Analar tahtını yapabilirmiş ancak
Bahtını yad eller alıp götürürmüş.
Suya düşen yaprağı gördün mü?
Az önce sana, iki gözüme dedim ya
Sakın gözünü ayırma o yapraktan.
Hiç söz dinlemiyorsun hayal aleminden
Kendine dalmış gitmişsin hele bir geri gelsen
Elini uzatsan ve akan suyu yakalasan
Asla tutamazsın, belki anlarsın dikkatle bakarsan,
Hatırlarsın; belli bir zamana kadar
Zaman zaman anılırsın; o da andığın kadar…
Bir sabah gün ağardığında aynaya bak
Şaşıracaksın ama ağzını o kadar açma
Bariz saçın başın ağarmış tazelik gitmiş
Geriye kala kala kuru gürültün kalmış
Bir de gururunu bastıran karnının gurultusu
Ondan da fazla gök gürültüsünü andıran
Hırıltı ve horultularını hatırlasana, yok artık!
Bu kadarı da fazla değil mi ama
Yaşayacağız da çok güzel mi yaşlanacağız?
Geç bunları bir kalemde sil, beni dinle:
Az sonra suya düşecek yaprağa iyi bak ve o anı sakın kaçırma!
O senin hayatın, akıp giden zamanla; sense hala rüyalarda….
Yılmaz BEKTAŞ
Kpt Yılmaz BektaşKayıt Tarihi : 17.5.2023 12:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!