Bana türkü söylüyorsun
Ezgisi yok
Ne dağların heybeti var içinde
Ne kuşların cenneti,
Ve başak sarısı saçlı kızların
Ulaşılmaz sevdaları.
Bana aşkı anlatıyorsun
Ne gözlerinde parıltısı
Ne sesinde tınısı.
Karşılığın yok sevdalının yanaklarında,
Ve sımsıcak dudaklarında
Bir tek satırı
Bir nefes melodisi
Bir fırça resmi bile yok
Sınır dışı edilmiş güzellikler ülkesinden
Vizesi yok
Bana sureti anlatıyorsun
Gerçeği yok
Ne toprağa sımsıkı tutunmuş bir kök
Ne güneşe susamış bir yaprak
Yeller esiyor zihninde
Sen esip gürlüyorsun
Kan akıtıyor vicdan, dar sokaklarda
Ve dar sokaklar, vicdan tutukluyor
Bu korku çemberinde
Ve sen esip gürlüyorsun
Bana denizi anlatıyorsun
Dereleri yok
Dört koldan akın akın gürleşip
Denizin bağrında birleşen dereler
Dağları yok o derelerin
Ana koynu gibi merhametli
Vadileri de yok
Dağların avuçlarında oluk oluk yatan
Bana yarını anlatıyorsun
Nasırlı elleriyle tarihi işlemiş- geçmişi yok
Toprağından silkinmiş kök gibi havada
Çırpınıyor zavallı
Korkusunu ıslıklıyor
İnsanlık mezarlarında
Tutsaklığa dünden razı
Cesareti yok
Dünü yıkmaya
Kayıt Tarihi : 8.5.2024 19:21:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!