örselenmiş, paslanmış damgaların yamalarıyız
korkak bir külüstürün ince sesli serzenişi
bazen bir gece vakti tehlikesi
dört duvar arasındaki dört yapraklı yonca gibiyiz
suyumuz sert, havamız serin, toprağımız çorak
bir kuru dal aldık çöplerden araklayarak
ve o keskin bir martı çığlığıdır
sokaktaki sesimiz bizim...
kanayan vadilerin üzerindeki sönmüş güneşiz biz
ellerimiz çamurdan, kalbimiz demirden ağ bizim
sevgimiz sonsuz bir kordelanın açılmayan kördüğümü
yurdumuz acı, göz yaşımız âb-ı hayattan serin
...
ve sonra güneş koparılmış
yolunmuş bir fide gibi ölmeye yaklaşmış
her daim kesintiye uğramış ümitler içindeyiz
Kayıt Tarihi : 24.6.2023 01:53:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)