Odunları marsık olmuş
Bir ormanın küllerinden uyandım
Uyandım yaprakları ısıtan güneşin ruhundan
Daralmış coğrafyamda
Yitik imparatorluğumun kasıklarında boğuldum
Titreyen kalbimin genleşen duygusuyum
Seni buldum akşamın geceye yaklaşan saatlerinde
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
TAM PUANLA TEBRİKLERİMİ SUNUYORUM ÜSTAD.SEVDANIN NAKIŞ NAKIŞ OLDUĞU BİR ÇALIŞMA.SELAM VE DU AİLE. KALEM DAİM OLSUN.
KALEMİNİZLE YOL ARKADAŞLIĞI YAPMAK NE GÜZEL ÜSTAD YÜREK DİLİYLE GÜZEL BİR ŞİİR OKUDUM TEŞEKÜR EDERİM SAYGILARIMLA
hocam muhteşem bir eser duygu yoğunluğu tüm mısralara sinmiş ustaca bir anlatım beğeniyle okudum bu güzel eseri yüreğine sağlık kalemin daim olsun saygılar sevgiler
şefik aydemir
yüreğinize sağlık ustadım güzel bir eserdi kutlarım
bir anafordu şiir
sanatsal yönü de zengindi
tebrikle
Sayın Yılmaz,
Soluksuz okudum şiiriniz...Geçmiş irdelenmiş ama bugünüde içine alarak. Şu dizeyi öne alıyorum 'Sadece çocuklar taşır aklımı yarınlara', burada susmak gerek. Kutluyorum, saygılar
tebrikler yürekten bu güzel şiire
Arsız bir geceydi yüreğimi kuşatan anılarım
Yanlış bir ata binip düştüm yollara
mükemmel bir kurgu ve anlatım.. beğeni ile okudum.
Anlamı , duygusu, akıcılığı yerli yerinde, hüzün olsa da umudun yitirilmediği güzel bir şiir okudum usta kalemden.
Tam puanla kutluyorum.
Akşamı getiren saatlerde hüzün var
Hüzün var kaybolmuş zamanların şiirinde
Aklıma yazılmış senetler beni ele veriyor
Kalbinin haritası
sararmış bir defne gibi saklıyken bende
Kim bilir kaç geceyi senin gözyaşlarınla yonttum
Kendimi kör kuyulara attım
Aklandı tezlerim
Sadece çocuklar taşır aklımı yarınlara
Çöllerin ateşinde çarmıha gerdim sensiz asi dilimi
Köhnemiş kalplerde
Yaşanılmış zannedilen aşklar
Aslında bizi kuşatan sıtma nöbetleri.
sevdayı,hüznü,sitemi okudum şiirinizde,her bir mısrası ustaca yazılmış kendini okutan bir şiir,usta kalemi ve yazdıran yüreği selamlıyorum...
Bu şiir ile ilgili 100 tane yorum bulunmakta