Yitik Zamanlar Şiiri - Kenan Mim Eryiğit

Kenan Mim Eryiğit
189

ŞİİR


21

TAKİPÇİ

Yitik Zamanlar

Uzun labirent..sırlar saklı dehlizlerinde.
Sinmiştir küf kokusu geçmişin izlerinde

Kızıl göklere n’olmuş sanki yarılmış dibi?
Ufuk çizgisi silik çölde kaybolmuş gibi..

Yatak işkencehane bitmez-geçmez geceler.
Ümit-korku birlikte girifttir bilmeceler.

Ormana bakıp durma göremezsin tek ağaç! .
Tutsak ruhlar bedende gıdasız, aç ve muhtaç! .

Dalınca aynalara yalnız hep gördüğüm O! ..
Beynimde çözülmeyen ilmekten kördüğüm O! ..

İnsanoğlu ne tuhaf unutur gizemini..
Tufanını beklerken bitirsene gemini! ..

Kenan Mim Eryiğit
Kayıt Tarihi : 25.9.2006 10:01:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


KENAN MİM ERYİĞİT'in 'YİTİK ZAMANLAR' ŞİİRİNİN TAHLİLİ ---- ÇELEBİ ÖZTÜRK / K YAYINEVİ (22.01.2008 20:03) TAHLİL: ÇELEBİ ÖZTÜRK YİTİK ZAMANLAR ŞİİRİNİN TAHLİLİ KİMDİR: Kenan Mim Eryiğit; 31 01.1959 Yılında Beşiktaş’ta doğdu. Orman Mühendisidir. “Kitapsız ve ağaçsız bir dünya düşünemiyorum.” Diyen yeşile tutkun, doğa ve orman aşığı bir çevreci. Evli ve iki çocuk babası olan şair, YİTİK ZAMANLAR Uzun labirent… Sırlar saklı dehlizlerinde. Sinmiştir küf kokusu geçmişin izlerinde Kızıl göklere n’olmuş, sanki yarılmış dibi.. Ufuk çizgisi silik, çölde kaybolmuş gibi.. Yatak işkencehane, geçmez uzun geceler. Ümit-korku birlikte, girifttir bilmeceler… Ormana bakıp durma, göremezsin tek ağaç! Tutsak ruhlar bedende; gıdasız, aç ve muhtaç! Dalınca aynalara yalnız hep gördüğüm o! .. Beynimde çözülmeyen ilmekten kördüğüm o! .. İnsanoğlu ne tuhaf, unutur gizemini.. Tufanını beklerken bitirsene gemini! .. Kenan Mim ERYİĞİT YİTİK ZAMANLAR ŞİİRİNİN TAHLİLİ Bir şiir ses uyumu, uyak, kafiye gibi özellikler ile süslenerek sunulduğunda okuyucu musiki tadında zevk alır. Bu şiir için, güzel bir şiir diyerek başlayacağım. Şiirde musiki havası hemen duyumsanıyor. Ses uyumu, vezin, kafiye ve cümlelerin birbiri ile uyumu çok güzel. Okuyucuya zevk veriyor. Musikiyi dinlerken eğleniriz. Şiir için bunu söylemek zordur. Şiiri okurken düşünürüz. İyi bir şiirde buna zorlanırız. Şairler düşüncelerini, hayâllerini birtakım kelime oyunları, sembollerle ifade ederler. Bu şiiri ele alırken; a) Ses ve ahenk b) Hayâl ve sembol c) Düşünce olarak ele almamız gerekiyor. a) Ses ve ahenk:Bir şiir öncelikle ses ve ahenk’e dayanır. Bu nedenle de önce ses ve ahenk yönünden ele alınıp incelenmesi gerekiyor. Şiir, 6’ lı beyitler halinde hece vezni ile yazılmıştır. Bütün şiirde mısraların hece sayısı 14’ dür. Türk Halk Şairleri 65=11 hece veznini çok severler. Bu şiir, 62=12 hece vezni ile beyit halinde yazılmış olmasından dolayı bu ahenk’i kaçırmıştır. Ancak bu, şiirin genel yapısını bozan bir unsur değildir. Günlük konuşma dilinden ziyade, şiirde kelimelerin bütün halinde dansı söz konusudur. Bu bir sanattır. Şair, kelimeleri ne kadar tanır ve onlarla oynarsa o derece başarılı olabilir. Ayrıca, şiirde ölçü de önemlidir. Bir insan ölçülerine göre giyinir. Ölçüsünün altında dar veya üstünde geniş elbise giyerse, hem rahatsız olur, hem göze hoş görünmez, gülünç duruma düşer. Hatırlarsanız, yapım işlerinde mimarisinden, inşaatına kadar her şey ölçüye göre yapılır, mimarın ölçüsünün dışına çıkılmaz. Buradaki mimar, şairdir. Şiirdeki ölçü ne kadar başarılı olursa, şiirde o kadar başarılı olacaktır. Yitik Zamanlar şiirinde ses ve ahenk’i sağlayan başka bir özellikte kafiye’ dir. Kafiye’de mesnevi tarzı vardır. Dehlizlerinde, izlerinde, dibi, gibi, geceler, bilmeceler v.b. bu şekilde sıralanan kafiye düzeni aa, bb, cc, v.b. diye gösterilirler. İster kafiyeli, ister kafiyesiz olsun, şiirler belli oyunlarla okunur hale getirilirler. Şair, ustaca oyunlara başvurur. Bunları biz göremeyiz.. Serbest vezinle yazılmış uzun bir şiirde bile kurgu; ses ile oynanarak okunur hale getirilebilir. Bu şairin kabiliyetine bağlıdır. Yitik Zamanlar şiirinde ses ve ahengi sağlayan üçüncü bir unsur ise; ikinci beyitte geçen n’olmuş, yarılmış, dördüncü beyitte aç ve muhtaç kelimelerinde ilk ve son harflerin aynı oluşu kafiye’ yi güçlü kılmaktadır. Yitik Zamanlar şiirinde vezin ve kafiye dışında, bunlara benzer iç kafiyeleri ve aliterasyon denilen ses benzeşmelerine ait tekrarların yapılmış olması ile çok daha teknik bir yapıya kavuşmuş olabilirdi. b) Hayâllar ve semboller: Vezin, ses ve kafiye bir şiiri güzel göstermek için tek başına yeterli değildir. İyi şiir, bu özelliklerin yanı sıra, uyandırdığı duygu ve fikri ortaya çıkarmalı, hayâl’ de canlanmasını sağlamalıdır. Yitik Zamanlar şiiri, adından da anlaşılacağı gibi geçmiş zaman şiiridir. Uzun labirent… Sırlar saklı dehlizlerinde. Sinmiştir küf kokusu geçmişin izlerinde İçine girilen ve kolay çıkılamayacak şekildeki yapının (ki, bu dünya’dır.) bilinmeyen ve merak uyandıran tünellerinde (ki, bu insan ömrüdür. Veya şairin ömrüdür.) geçmiş zamana ait birtakım belirgin izlerin (bu izler yüz de görülen kırışıklık, yüz hatlarındaki bazı çizgiler, saçların beyazlaması v.b. izlerdir.) küf kokusu içinde (Buradaki küf kokusu, şairin yaşamış olduğu acılar, çalkantılar olabilir.) bulunması ustaca tasvir edilmiş. Kızıl göklere n’olmuş, sanki yarılmış dibi? Ufuk çizgisi silik, çölde kaybolmuş gibi.. Gökyüzünün kırmızı bir renge bürünmesi ve/veya şimşekler çakması neticesinde bu renge bürünmüş olması ile birlikte, gökyüzünün açılarak belki sağanak halinde yağmurun yağması (veya başka bir şey yağması) ki, kıyamet günü tarif edilmektedir. Bu hengâmede, yer ile gök’ ün birbirine karıştığı çok güzel tasvir edilmiştir. Yatak işkencehane, geçmez uzun geceler. Ümit- korku birlikte, girifttir bilmeceler. Mısralarında görüldüğü gibi; şairin uyuyamama neticesinde saatlerin ilerlemediği (vaktin geçmediği) ve gecenin daha da uzamasıyla hem gece, hem de yatağın işkenceden farksız bir hale geldiği, bunların sonucunda ümitler ile korkuların birbirine girerek bilmece gibi soru işaretlerinin oluşmasına neden olduğu hayali uyandırılmaktadır. Kelime oyunları ile varlıkları, tabiatın özelliklerini, insan duygu ve düşüncelerini canlandırabilmek bir ustalıktır, hünerdir. Ki, buna tasvir’ de denmektedir. Şairin varlıkları ustaca tasvir ettiği görülmektedir. Yitik Zamanlar şiirinde mekan ve zaman birlikte verilmiştir. Mekan, “yitik” olarak adlandırılan uzun labirent ve dehlizlerdir. Zaman ise, geçmişin kendisidir. İki unsurda gözle görülür şekilde tasvir edilmektedir. Şiirde hakim olan ana fikir, “mekan, zaman, gökyüzünün yarılması, ufkun yağışlı havada kaybolması, uyku uyuyamama neticesinde işkence çekilmesi, ümit ve korkuların birbirinin yerine geçmesi ve bilmece halini alması, orman ve ağaçlar, insan ruhu, aynada görülen resim ve kıyamet günü yaklaşırken kurtuluşa neden olacak araç.” Onmana bakıp durma, göremezsin tek ağaç! Tutsak ruhlar bedende; gıdasız, aç ve muhtaç! Mısralarında, aslında ağaç olarak tasvir edilen insanın kendisidir. Ruhun dünya nimetleri ile uğraşarak, ahireti unutması “tutsak ruhlar beden de “ diye tasvir edilmiştir. Ruhun, içinde bulunduğu bedende kutsal sayılan Allah, Kur’ an, Peygamber öğelerinden yoksun olması nedeniyle “gıdasız, aç ve muhtaç” olarak tasvir edilmiştir. Ruhun çaresizliği ifade edilmeye çalışılmıştır. Benzetmeler yerindedir. Şair, kelimeler ile ustaca oynayarak düşündüren ifadeleri yakalamıştır. Dalınca aynalara yalnız hep gördüğün o! .. Beynimde çözülmeyen ilmekten kördüğüm o! .. Şair, aynalara baktığında, yukarıdaki ifade ile tutsak bedendeki ruhu görmektedir. Düşüncelerinde, beynindeki soru işaretlerine cevap bulamamakta…Çaresizlik ve arayış içerisindedir. İnsanlar, duygu ve düşüncelerini bazen ifade etmekte zorlanırlar.Böyle durumda Duygu, hayâl ve düşüncelerini tam olarak ifade edebilmek için kelime oyunlarına başvururlar. Şiirde, kelime oyunlarına başvurularak; hayâl, Duygu ve düşüncelerin bu şekilde tasvir edildiği görülüyor. İnsanoğlu ne tuhaf, unutur gizemini.. Tufanını beklerken bitirsene gemini! ,, İnsanın biyolojik yapısının sırlarını çözmek için bilim alanında yapılan çalışmalar sonuçsuz kalmıştır. İnsan yapısının bazı özellikleri halâ sırrını korumaktadır. İdrara sarı rengi veren maddenin yapısının halâ keşfedilememiş olması buna örnektir. Şair, insanoğlunun tuhaflığını bu sırların halâ keşfedilememiş olmasından dolayı sorgulamaktadır. Bu yüzden, insanı gaflet uykusunda görmektedir. Bir gün bunun cezasının manevi anlamda çekileceğini düşünmektedir. Hz. Nuh’ un, Allah’ tan gelen emirle, kendisine inananlardan birer çift varlığı yaptığı gemiye alarak, gök yarılıp her yeri su bastığında kurtulduklarını imâ ederek., o günün bir gün geleceğini, bunun için dünya nimetlerinden ziyade, ruhun kurtuluşunun ahiret için çalışmakta olduğunu ifade etmektedir. c) Düşünce:Yitik Zamanlar şiirinin üç unsur üzerine kurulu olduğunu söylemiş ve ilk iki unsurunu incelemiştik. Beyitler halinde, alt alta ve yan yana mısraların sıralanışında gördüğümüz en önemli unsurun hayâller ile tasvir ediliyor olmasıdır. Şiirdeki düşünce, tamamına yayılmıştır. Aslında buradaki düşünce bir “duyuş”, bir “bakış” tarzıdır. Bu şiirde, baştan sona şiire hakim olan duygu ve düşünceye “ anafikir” diyoruz. Şiirde kurgu çok güzel yapılanmış. Dil duru ve akıcı bir anlatıma sahip. Şiirde anlatılan duygu ve düşünceyi hayâlinizde tasvir etmeye zorlanıyorsunuz. Şiirdeki yazım hataları ve noktalama işaretlerinin sıkça kullanılmış olması bile, şiirin tasavvufi söyleniş tarzı ile karşımıza çıkan musiki havasını bozamamış. Başarılı bir şiir. http://celebiozturk.okuyoruz.biz/

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Seher Güral Ercan
    Seher Güral Ercan

    Kutluyorum efendim...saygılar.

    Cevap Yaz
  • Emrah Çetinkaya
    Emrah Çetinkaya

    İnsanoğlu ne tuhaf, unutur gizemini..
    Tufanını beklerken bitirsene gemini!

    evet fekaket öncesi hazırlık yapmak gibi bir şiirdi...sesleniş yürektendei...beklentilerin öncesi seni mutlu edecek bir düzene merhaba demelisin ve kendine gelmelisin dergibi...ölüm öncesi yaşamın kıymetini bil der gibi..tebrikler...

    Cevap Yaz
  • Murat İnanç
    Murat İnanç

    Varolan yok olmaz,sadece boyur değişir der bilim.Yaşarken ölümlerde bile özü duygu olan dengelerde bile bu böyle değilmidir,haz alınan pişmanlığa,pişman olunacağı düşünülen hazzın kendisine dönüşüvermezmi yaşamın akışında.
    yaşama dair bir fgesefe kuşanmış olan şiirinize tebrikler.tebrikler güçlü kaleminize.
    sevgi ve saygılarımla.

    Cevap Yaz
  • Merve Eker
    Merve Eker

    necip fazılvari şiriniz çok güzel olmuş. tebrikler sayın şair.

    Cevap Yaz
  • Cebbar Korkmaz
    Cebbar Korkmaz

    Uzun labirent..sırlar saklı dehlizlerinde.
    Sinmiştir küf kokusu geçmişin izlerinde

    Mükemmel dizeler kutlarım saygılarımla

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (51)

Kenan Mim Eryiğit