Yitik Zamanın Koynunda Bir Sen

ben yine buradan sana bakacağım
fırtınaya tutulmuş dalgalarda savrulan bir gemi
iç geçiren mide kramplarıyla baş dönmesinde
çıkınında bayram çığlıklarında hasretin yolculuğu
bir çocuğun elinde yalama şekeri diğerininse boynu büküklüğünde

ben yine senli sensizliklerde aydan çalınan saatlerde
zaman iki saplı bir kara hançer bağrımı yakarken
seni düşünüp seni düşleyeceğim
hayaller ötesi şu perdeden bakarken

hava it gibi titretirken sensizliğin üşümelerinde
ay yansırken ben zilzurna serhoş denize düşen alık bir gece
yana yana tirtir titreyerek yakacağım zamanı güzel gözlerinde
görenler diyecek ay düştü geceye gece düştü denize
bense hepsinle birlikte düştüm yol izi senlere

dellenecek usumda yaşanmayan sensiz zor anlar kabaracak iç denizim
devrik bir gölge gibi yıkılacağım sevgi duvarı bakışlarına
o duvar ki çatlatacak kıskancından haset rüzgarlarını estirirken
zamanın yenilgisiz bir zafer edasıyla güne uyanan güneş gibi
sende bitip sende güçlenerek her an sende doğacağım.

Vedat Koparan 31.10.2005