Vakit, ince bir iplik gibi uzanmış,
Parmaklarımın arasından sessizce kayıyor,
Her saniye bir damla su gibi,
Avuçlarımda durmadan eriyor.
Geceyle gündüz arasındaki o belirsiz çizgide,
Bir gölge gibi geziniyor zaman,
Ne tam var, ne de tam yok.
Saatlerin yelkovanı ağır,
Sanki her dönüşte bir anımı daha götürüyor,
Ama geriye ne kalıyor?
Sadece boş bir oda,
Duvarda asılı solgun bir takvim,
Ve geçmişin yankıları,
Kırılgan anların sessiz çığlıkları.
Bir vakit vardı,
Güneş daha parlak,
Gökyüzü daha genişti,
Şimdi gölgeler uzuyor ayaklarımın altında,
Ve her adımda biraz daha eksiliyorum.
Geçmiş, bir kum saati gibi duruyor karşımda,
Tersine çeviremeyeceğim kadar ağır.
Zaman bir nehir,
Akan suyun altına sakladığım hatıralar,
Taşların altında uyuyor.
Dokunmak istiyorum,
Ama ellerim suya karışıyor,
Her şey akıp gidiyor önümden,
Ne bir anı tutabiliyorum,
Ne de bir iz bırakabiliyorum kıyısında.
Bir vakit vardı,
Saatler daha uzun sürerdi sanki,
Geceler sonsuz, sabahlar taze.
Ama şimdi her şey acele,
Bir telaş içinde geçip gidiyor önümden,
Vakit durmuyor,
Ne yavaşlıyor,
Ne de beni bekliyor.
Vakit, içimde açılmış bir yara gibi,
Her an biraz daha derinleşen.
Bir dalgıç gibi dalıyorum geçmişin denizine,
Ama yüzeye her çıkışımda,
Biraz daha uzak buluyorum kendimi.
Bir rüzgâr esse, belki hafiflerim,
Ama rüzgâr bile vakte yenilmiş.
Rüstem Badıllı 3
Kayıt Tarihi : 21.10.2024 01:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!