Dün’ü unutur, yarınları hesaplamadan
Acısı hissedilmez yokluğu yaşanmadan...
Döküldü mü dallarından yaprakları sonrasında
sevgi bahçesinden hesapsızca, bir daha vurur
can evinden yitik sevdalar...
Birer birer uçuverir umutlar, kırık kanatlarıyla
havalanmadan geçmişe çakılıverir...
Bir hançer misali yüreğine, acılarına aldırmadan,
Yitik sevdalar diyarı derler sonrasında,
Virane,kerva geçmez, kuş konmaz yangın yüreklere...
Alır teninden özünü, çoban yıldızı uzaklığında
geceler hain olur,kör karanlığında...
Gökyüzüne perde çekilir sonrasında,
Seni, senden alır,damarlarını dinamit misali
ateşler,hücrlerin savrulur sonsuzluğa...
Fırat kadar asi, dicle misali Çılgın
Ararat heybetinde yüce, eteklerinde saklı sevdalar
Teninde Kor ateş, savurur sonsuzluğa küllerini
Can verdiği bedenlerde azrail kurnazlığında...
Çığ düşer mahrur bedenine,
sarulur diyardan diyara Ferhat Misali çöllerde,
destanlar yazılır Kerem Dünyasından
Ağıtlar yükselir yangın yüreklerde ardınsıra...
Güneşe yenik, Ararat’ta yeşeren kar çiçeğin
Yas Tutar everest sinesinde, feryat olur sürgün yüreklerde...
hissedilir acıları en derinden bin bir emek sevdaların
yokluğunda kavurur bedenini avunmak bilmez acılarında
YİTİK SEVDALAR
Kayıt Tarihi : 19.6.2008 15:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!