İçimdeki sendin. Sen benim şehrimdin. Yem yeşil ağaçlarla bezeli,karanfil kokulu,güneş kıskandıran şehrimdin. Gün yüzüne çıkarır, rüzgarın ılık nefesine bırakırdım seni. Bir an bile ayrılmazdım yanından. Oysa elimi bağrıma sokup avucuma sığdırmalıydım seni. Gül bahçemi, sevgi diktiğim yeşilimi, gök saydığım mavimi,seni..yarim dediğim şehrini,şehrimi. Kimbilir belki o zaman hala sıcağımda olur yakardın sol yanımı. Ağrımazdı yüreğim, ağarmazdı saçım, telim, tenim, bedenim. Her şeyim sendin. Güneşi kıskandıran, ay' ı ağzı bir karış havada bırakan,yüreğimdin. Sığdıramadım yazdım seni. Yere,göğe. Göz pınarlarımın aşındırdığı, benzim kadar sarı saman kağıda. Kaleme kelama ne hacet oysa. Yağmurlarım ne güne duruyorsa…
Sözcükleri seçmeden yazıyorum. Her biri anadan üryan. Lisanım da sendin ne de olsa. şimdi virgül nereye nokta nereye, soru işareti neye, niye? ... Yalnızlığı yarsızlığı yazıyorum usul usul yağmurlarımla. Seninle bir ömrü düşündüğüm, etrafı umutla çevrili o hayatı,hayali özlüyorum. Sıcacık gülücüklerini, kollarında güneş selamlarını,dağ esintisi nefesini,baharını gözlerinin ve gül zarafetinde ellerini.
Gecelerce çok uykusadım. Kendime uyumuşluk sattım. Oysa ben sana ve senden kalan yitik şehre hep uyanık, susuz, çiçeksiz, sabahsız kalktım. Kan kızılı gözler takındım ve bıraktığın o şehrin şerrine bir kez daha baktım. Ve artık bir daha asla gelmeyeceğine bomboş avuçiçim kadar inandım..
Ömr' e,
Sevgi ve özlemle.
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Sayın Orhan Erdoğan,kelimeniz kelimenize katılıyorum.Hem şiir hem yorum güzel.Teşekkürler.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta