Gözlerinden sızardı günün ilk ışıkları kızıl tepelerin ardından
Fırtınalar saçlarında ererdi sukuta, muhabbet damlardı ruhundan
Vuslat, adıydı yitik şehrin, kalpten kalbe giden yolların tozundan
Yağmurlarla gelen zifiri seller, dönerdi geriye şehrin yalçın surlarından
Ulaşmazdı hiçbir ses, kesilirdi yüksek dağların kanlı sırtlarında
Bir güvercin çarpardı kayalara, hüsran olmuş bir çift göz ardında
Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
Devamını Oku
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.