Yitirilmiş bir sevda kokuyorsun,
Yitik bir hayat gibi…
Simgeleşiyorsun ay ışığının yansımalarında
Simgeleşiyorsun sensiz zamanlarda.
Çöküyorken bedenim, kalbinin derinliklerine
Çöküyorken yerin yedi kat dibine
Umarsız bakışlar kuşatıyor gözlerimi.
Acılar olurken başucu rehberin
Acılar oluyorken yaşamım,
Sürgünlere çıkıyoruz birlikte
Sana dair kurduğum çocukça düşlerde.
Ruhun, bedenden sürgününde
Medya vadisinde,
Kır çiçeği oluyorsun.
Melek-i Tavus’u ararken beraber
Nuh’un tufanı beliriyor,
Çöküyor umutlara.
Mem ölüyor gene Zin’e kavuşamadan,
Hayyam içiyor gene şarabı
Ağlamaklı gene Zembilfroş
Laleş vadisinde saklanmakta gene Êzidiler
Feqe gene konuşmakta kuşlarla
Kalbindeki dilberi beklerken.
Birkaç stran duyuluyor uzaktan
Birkaç hayat,
Yitik bir sevda kokuyorlar…
Sürgüne devam ediyoruz,
Denk geliyoruz Prens Mişkin’e
Hala saf ve budala
Arıyor acemice aşkını.
Okyanusları görüyoruz uzaktan
Bir ceset,
Üzerinde umutsuzluğun resmi
Martin Eden.
Gül bahçelerinin arasında
İnatçı bir kız karşımızda
Deborah,
Gene hayat mücadelesinde
Hala pes etmemiş kararlı, insanlığa karışmakta.
Nietszche hala ağlamaklı,
Kendini anlamayan insanlığa karşı…
Güneyden bir selam geliyor
Zeze’den,
Yeni arkadaşlar edinmiş
Yeni umutların peşinde…
Tutunmaya çalışıyor hayatın ince dallarına
Marquez,
Yeni bir yüzyıl yazmakta
Eskisine dair gerçekleşmeyen düşlerden…
Düşüyoruz birden,
Düşüyoruz, tekrardan bedenlere
Karşımda bir siluet sana dair
Yitik bir sevda kokmakta…
Gene yalnızlık hâkim yaşama
Sevmeler yasaklanmışken bana.
Yasaklandı, masumca umutlar
Yasaklandı, sende tutulan yanım,
Tükeniyoruz, bitime doğru
Tükeniyoruz, sonsuzluğa doğru…
Ardımızdan geliyor
Yitik bir sevdanın soğuk ve ürpertici kokusu,
Titriyoruz tüm korkularımızla…
Kayboluyoruz, birbirine benzeyen ruhlarımızda
Kayboluyoruz, yitik bir şairin dizelerinde…
(28.09.2011 İstanbul)
Ömer Faruk OkçuoğluKayıt Tarihi : 28.9.2011 17:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)