Benim hiç sapanım olmadı Nihal’im,
ne kuşları vurdum,
ne de kimsenin camını kırdım…
Çok uslu bir çocuk değildim belki,
ama seni hiç kırmadım, hep boynumu kırdım.
Hayat boyu
bir tek kendimi vurdum, Nihal’im!
Suskun görünsem de,
fırtınalı ve mağrurdum Nihal’im.
Bir mızrak gibi,
aynada hep dik durdum senin için…
Sana hiçbir gün laf getirmedim,
leke sürmedim.
Ama göğsümü çok hırpaladım,
kalbimi çok yordum…
Hayatım boyunca, en çok kendimi sordum, Nihal’im.
Benim hiç sevgilim olmadı Nihal’im,
ne bir yuva kurdum,
ne bir gün şansım güldü…
Öpemeden bir bebeğin gidişini izledim,
tükendi gitti çağım…
Kimi yürekten sevdiysem,
yüreğini başkasına böldü…
Bir muhabbet kuşum vardı,
o da yalnızlıktan öldü…
Sen beni yatırdın göğsünde
hep acılarla mı salladın döşünde Nihal’im?
Yoksa sana aşık diye,
koca bir taş mı yoğurdun?
Eziyet değilim, zahmet değilim,
musibet hiç değilim;
bir senin mi balına sinek kondu, söyle Nihal’im!
Doğurdun da göğsünde uyuttun beni,
ne ile yoğurdun?
Benim hiç hayalim olmadı Nihal’im…
Ne seni rahat ettirdim,
ne kendim ettim rahat…
Bir mutluluk fotoğrafı bile çekilmedi bu hayat!
Kaybolmuş bir anahtar kadar
sahipsizim Nihal’im…
Ne omzumda bir dost eli,
ne saçımda bir şefkat…
Say ki yollardan akan,
bu faydasız çamurdum Nihal’im…
Say ki ıslanmaktım, üşümektim,
say ki yağmurdum, Nihal’im…
Bunca yıldır gözyaşlarını,
hangi denizlere sakladın?
Oy ben öleyim,
Sen beni ne diye doğurdun Nihal’im?
Kayıt Tarihi : 5.9.2025 22:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!