yaslı bir aşkta gövdemi parçaladım
parçalarım, mor bir memeden akan süt gibi
..................etten bir tapınağın kalbine sızar
korkuların göğsünde donmuş kan izleri
kırık düşlerini çarpar yüzüme
yırtık bir hikayenin hükmü yazılmış alnıma
nice ızdırap kullandım da
....hiç biri senin kadar süründürmedi
hiç biri senin kadar koynuma hançer girmedi
anlıma bıraktığın sayısız hatıralar
...........vasıfsız bir mühür kadar silik şimdi
yasaklı bir söğüt kabuğu gibi anımsadığım sesini
.....kardan ve buzdan öfkelerim de donduracağım
sonsuza demir almış ruhtan gemiler taşıyacak
gözlerime çakılı duran
...........paslı, çıplak, kıpkızıl ve yakıcı dallarını
ateş aylan dağıldıysa,
..........altın tozu bir çiçek harmanı gibi
......................................kalbimin boşluğuna
ve yazıldıysa isminin her harfi tutanağıma
bil ki bu,
.....yüreğimin yüzüne masum akışından-dır
yokluğunun dayanılmaz acısı
............................bir yol bulup sızar içime
su imgene ait tüm dileklerim
........yakılan hüzünlerden kanar yarama
ve ay, kahpe bir ışık gibi düşer geceme
.....................içime kanlı bir nehir akarsın
ve ben ölümün dili olurum
..............bin ölünün diliyle çağırırım seni
sessizliğin, susuzluğum olur
..........zemheride sönen bir ışık gibi
senin için ölmezse bu gövdem
................ne işe yarar
aşkın bağışlamadığım tek suçum oldu
kederli bir tapınak gibi
.................gözlerinde oyalanırım hala
dertli bir kemanın tellerinde ezilirim
yıkılır, yıkılırda gökyüzü
ben herkesin ayağının altıda çiğnenirim
yinede amanım sensin
kirli bir yüz ve yırtık bir mendille
.....kaldırım köşelerinde ismini dilenirim
tanrım, bağışla beni
bir Züleyha, bir Yusuf sandım
............gönlüme düşen seslerin suretini
bağışla beni
....senden daha çok andıysam
............................yarin zümrüt ismini
sevdam büyüdükçe
...günah işledim sözlerin sarhoşluğunda
çıkarsa esmer bir fotoğraf bu çamurdan
say ki, beyaz bir rüzgar
..siyah bir gömlek giyinmiş kan ter içinde
gri bir tay geçti
............gönlümün kutlu yoncalarından
nal izleri kıvrım kıvrım ışıldar
ışığın gizemine varsam
.......üşür sisli bir yol, gerçeğin batağında
bakışlarımda kırılır gökyüzü
bir kent vurulur lanetli insanların taşlarıyla
kahredici bir cesaretle
........dünyanın haritasına altı mezar çizilir
ben, altı tabutla ismine // İzmir’e
................................altı defa gömülürüm
sen benim derin suyumdun
isminde vurgun yedim
..........sesinde vurgun yedim
.................gölgende vurgun yedim
akan bir ruj lekesi gibi
...............sil artık ismimi dudaklarından
sen, ey göz yaşlarımı içimde öldüren sevgili
Orhan DEMİRTAŞ
Orhan DemirtaşKayıt Tarihi : 5.1.2005 09:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
sürükleyici bir şiir bana göre
kaleminde sende zaten tartışılacak
hiç bir sebep yok tam puan benden 10
yolun açık olsun parçalı
Sonsuza demir almış ruhtan gemiler taşıyacak
Gözlerime çakılı duran
Paslı, çıplak, kıpkızıl ve yakıcı dallarını
Yüreğinize Sağlık
Şiirin sancaktarlığında sevgi ve dua ile.
Tam puan
Sancak Sönmez
begeniyle okudum
çok anlamlı buldum
yüregine saglık kutlarım şair arkadaşım
saglıcakla
Hükmü yazılmış alnıma
...
Sonsuza demir almış ruhtan gemiler taşıyacak
Gözlerime çakılı duran
Paslı, çıplak, kıpkızıl ve yakıcı dallarını
...
Sessizliğin, susuzluğum olur
Zemheride sönen bir ışık gibi
Senin için ölmezse bu gövdem
Ne işe yarar
siz ne okuyorsunuz...kac lisan biliyorsunuz... bu kaynak ne olabilir, kent, sehir, tarihlerden bu güne kadar ölümler, put, büyü, yol asimlari tarihler boyu bir trafik olarak, bu yüzden cografi kalinti da kusursuzca bilgilerle zengin, ama anlatim farki nereden kaynaklaniyor...anlayamiyorum...zor... izliyor gibiyim ama yine de kayip izler gibi bir sezi var ve yok...ama anlatiminiz öylesine kararli, öylesine kesin vurgulu...
kutluyorum, muhtesem bir siir
TÜM YORUMLAR (6)