Yirmisinde Kabir Şiiri - Zülküf Özçepik

Zülküf Özçepik
31

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Yirmisinde Kabir

yine yalnız başınaydım
sokaklarda.
korkularımdan kaçıyordum,
yalnız kalarak.
bu kahpe dünyadan
kaçıyordum belki
belki de sımsıcak
düşlerimden saklanarak.

beni, zalimce
vurdular anne,
canıma kıyıp da
aldılar anne,
bulamazlar dedim
buldular anne!
çaldılar senden.

çomak soktular
sonunda yalnızlığıma
ve beni sensizken
kimsesiz yapan hasretime.
bozdular işte
yalnızlığımı,
sırtıma sapladıkları
paslı bir bıçakla.

ölüm,bana
sen gibi gözüktü,
onu kucaklayarak
karşıladım.
hoş geldin, dedim
hoş geldin ey çaresizliğimin
duyulmaz çığlığı.
kimdi soluğumu kesen
bıçağın sahibi?
kimdi seni ağlatan
bu deyyus?
görmedim,
göremedim be anne.

ardından,
soğuk bir cadde
sarmaladı yüzümü.
ve etrafımı çevirdi,
acı sireni çalan
bir polisin bandı.
üzerime örtülen
bir gazete:
‘Esrarengiz Ölüm!’
manşetli.
sanki benim de
sinsice öldürüleceğimi
bile bile üzerime
serilmiş gibi.

neydi örtülen
bu gazetenin sebebi?
ısıtmak mıydı
soğuk şubat ortasında?
utanıyorlar mıydı
kıydıkları bu genç ölüden yoksa?

hayatımda ilk kez,
senden başka
birkaç el yıkadı beni.
ve üzerime sardılar,
teninin beyazlığında
bir bezi.

eller üzerinde
taşınıyor sonunda oğlun,
neden bu kalabalık
kim bu insanlar,
bu kadar insan mı vardı
benim hayatımda?
düşünsene be anne,
düğünümü de
bu kadar insan mı dolduracaktı?

sen niye yoksun
bu kalabalıkta,
hayatın anlamına
gözlerinde rastladığım sevdiğim?
sen nereye gidiyorsun kardeşim?
peki ya sizler
yıllarımı harcadığım can dostlarım
bu karanlık
kabir kapısına kadar mıydı,
ayrılmaz dediğiniz yollar?

bari sen gitme abi,
alıp götürsene
terbiye ettiğin
haylaz kardeşini.
sen anne, sen nereye?
önünde uzanıyor ya
işte yavrun!
ve gözyaşların
sızıyor usulca tabuttan içeri.
ne olur
son bir kez daha öp,
bir kez daha
oğlum de!
üşüyorum,
korkuyorum,
nefes alamıyorum
sensizken.
elini uzat elime.
ilk kez
üstümü örtmeden
çektin kapıyı farkında mısın?
ama başka eller
toprak serdi senin yerine.

ilk yağmur
düşüyor ardınızdan,
hayatta olduğum gibi
altında ıslanamıyorum.
yürek yerinden
sökülmüş taş gibi
artık varlığını
hissedemiyorum.
karanlığa da alıştı gözlerim,
ışığı aramıyorum.
gözlerimin oluklarında toprak,
vücudumun ortasında
gezinen bir çıngırak
bende onlara karışıyorum ama
inan ki
kabirde bir sensizliğe
alışılmıyor anne!

ve sonunda
anlıyorum ki
bana söyleyeceğin
son ninni
ağıdına karışmış bir
Fatiha’n olacakmış anne.

Zülküf Özçepik
Kayıt Tarihi : 27.4.2019 19:08:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Zülküf Özçepik