Yirmisekiz Şubat Şiiri - Tahsin Koç

Yirmi sekiz şubatı bilirimsiniz?
O karanlık günleri hatırlarmısınız
O karanlık günler için düğmeye basıldığı gün
Hani bin yıl sürecek denen o karanlık gün
Hep Müslüman Türk’e barikatlar kurulduğu gün
Türk Milleti tarihinde böyle karanlık günler olmuştur.
Türkiye’nin dört bir yanından beşli çete saldırıyor
Türk milletini bunaltıyordu?
Hiç görülmemiş olayları önceden yalan yanlış kayda almış
Günü gelince de servis ediliyordu!
Önce Susurluk davası patlak verdi;
Sonradan öğreniyoruz ki; Susurluk olayı alelade bir iş değil,
O bir tezgâhın ürünü.
Allah(cc) bu tezgâhı ters çevirdi de!
Müslümanların üzerinde kalmadan
Kendi boyunlarına lanet halkası gibi geçirdi
Daha sonra! ..
Lamba yakmalar lamba söndürmeler
Eğer bu hareketiniz doğru ise bu gün Ergenekon davası için,
Bu lambalar niçin yanıp sönmüyor
Hatırlayınız hafızaları yenileyiniz ve düşününüz?
Müslüm Gündüz’ler?
Fadime Şahin’ler?
Ali Kalkancı’lar?
Adzimenciler?
Süleyman Mercümek’ler (İftiralar)
Bilmem daha neler neler
Hani nerde kaldı bu saydıklarım
Yerin dibine mi geçti?
Nasıl oldu ortadan kayıp oldu?
Bunu servis edenler nereye götürdü
O zaman bazı saf kardeşlerimizden
Bunlara inananlar vardı
Biz ise bunun ısrarla bir tezgâh olduğunu
Ve bir gün bunların yalan olduğu ortaya çıkacaktır
Bunların işi çamur at izi kalsın
Birde Müslüman Türk halkını karalamaktı niyetleri
Bunlar birilerine yani bir amaca hizmet ediyorlardı
Amaç halkın özgür iradesiyle iktidara gelmiş bir Milli Hükümeti yıkmaktı.
Çünkü emir büyük yerden gelmişti
Neye mal olursa olsun bu hükümet yıkılmalıydı
Bunlarda hiç sabır yok bir sabır et bu iktidar malik olamazsa o zaman halkın
Özgür iradesiyle alaşağı edilirdi.
Ama bunların yaptığı yani tesbit ettiği doğru olan bir şey vardı oda şu..
Bu iktidarı halk sevmişti o konuda hem fikiriz.
Yoksa başkaca ne olabilirdi?
Bunların aceleyle korkusu
Bir sürü zarar verdi ülkeme ve milletime ve kısaca herkese
Bu zararın hesabını kim soracak
Yoktu o günlerde bunu soracak makam ve mevki
Çünkü Türk Milleti acze düşürülmüş
Kale içten kuşatılıp içeriden yıkılacaktı
Ekonomi iyi gidiyor tüm paralarımız bir havuza toplanmış
Tek elden harcanıyor ve israf önleniyordu
Her geçen gün ekonomi “iyiye” doğru gidiyordu
Bunu ben söylemiyorum açın o günün ekonomi profesörü olan Prof. Dr. Salih Neftçi söylüyordu, sanırım şimdi hürriyet gazetesinde yazıyor.
Oysa beşli çete hükümeti yıkmakta kararlıydılar.
Çünkü onların umuru da mı? ekonomi kötüye gitmiş devlet zaafa uğramış
Onlara göre ekonomi sıfırlamış dibe vurmuş.
Kısaca tüm devletin ve özel sektörün tüm kademe ve birimlerini fişlediler
Altına dinamit koyarak dışladılar.
Devlet memuru dinci ve laikçi olarak ikiye ayrıldı
Özel şirketler yeşil ve kızıl olarak ikiye ayrıldı
Vatandaş Müslüman ve laikçi olarak ikiye ayrıldı
Öğrenci Müslüman ve laikçi diye ikiye ayrıldı
Hatta kız öğrenciler başı açık ve başı kapalı diye ikiye ayrıldı
Vatan için kocalarını ve evlatlarını seve seve şehit veren anneler ve kadınlar
Başı açık ve başı kapalı diye ikiye ayrıldı
Ah! .. Ne idi o günler
Allah’ım o günleri bu necip millete bir daha yaşatma
Adeta PKK unutuldu ve gündemden düştü kimse PKK ile uğraşmıyor
Sanki tüm terör önlenmiş ülke güllük gülistanlık olmuş
Terörün kökü kesilmiş veya kazınmış.
Oysa bakıyoruz milletin dikkati bu tarafa çekilirken PKK ve taşeron DHKP-C’nin adeta yeniden yapılanması için fırsat tanınmış bu süre onlar için adeta kuluçka dönemi olmuş
Terör başı’nı yakaladık diye adeta millet uyutulmuş.
Şimdi soruyorum;
- Hani PKK bitmişti
- Hani DHKP-C bitmişti
- Hani Adzimendiciler
- Hani Müslüm Gündüzler
- Hani Fadime Şahinler
- Hani Ali Kalkancı ve tarikatı
Şimdi öğreniyoruz ki bunlar Türk Milletini ve Devletini geriletmek ve duraklatmak için kurulmuş bir tezgâhtı. Ekonomi dediler T.C. Devletinin en ağır ekonomik krizini yaşattılar
Türkiye tarihinde görülmemiş en büyük devalüasyon bu sürede oldu %33 Türk parası kayıp etti bir gecelik repo % dört binleri aştı dolar fırladı Euro fırladı dövizle borçlananlar bir gecede felç oldu bu korkunç borç tablosu; borçluları çıldırttı ve kafayı oynatanlar oldu Allah göstermesin milletin psikolojisi bozuldu tamiri mümkün olmayan psikolojik etki bıraktı nörolojik vakalarda artışlar oldu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bankalarından bir gecede gazetelerin yazdığını göre 35 milyar dolar bir rivayete göre de 65 milyar dolar hortumlanarak yurt dışını kaçırıldı
21 tane banka hortumlanma dolayısıyla batırıldı onbinlerce iş yeri kapatıldı milyonlarca insan işini kayıp etti ve işsiz kaldı bir sürü insanın evi yıkıldı bir sürü insan eşinden ayrıldı bir sürü çocuk annesiz ve babasız kaldı. Yüzlerce insan intihar etti.
Binlerce insan psikolojik tedavi görüyor. Binlerce öğrenci okuldan atıldı.
ABD’ye karşı çığlık atanlar en sonunda ABD’den yardım istedi Türkiye Cumhuriyetinin ekonomisini düzeltmek için bir sürü vergi koydu entikracı bir adam ithal ettiler. Türkiye’nin siyasi parti yelpazesinde bozdular. T.C. Başbakanını sağ sağ öldürmek İstediler.
Ama sayamayacağım kadar rezillikler ve yıkımlar yaptılar devleti kırk yıl geri götürdüler bu krizin etkisi en az on yıl sürecektir.
Şimdi soruyorum geriye dönük bu acıların hesabını kim verecek? Sözüm ona Türkiye siyasetinin en iyi tecrübeli siyasetçisi olarak geçinen iki zevat’ta buna alet oldu eski oniki eylülden önceki yıkım ve buhran alışkanlıklarını burada da tekerrür ettirdiler.
Sanki bunlar oniki eylülden önce bir sıkıntı çekmemiş gibi davrandılar.
Şimdi düşünüyorum da acaba oniki eylülden önce de mi bunlar bu rolü üstlenmiş miş?
Kim verecek bu hesabı kim?
Bir siyasi partiye ceza verelim diye maazallah az kaldı ki memleket elden gide. Allah bu necip millete yardımcı olsun çok şükür ki içimizde iyilerin yüzü suyu hürmetine Allah c.c. bizi uçurumun kenarından geri çevirdi.
Şimdi bakıyorum da Türkiye’de hiçbir şey olmamış gibi çıkmışlar ortaya yine eski şeylerden dem vuruyorlar. Azıcık düşünseniz bu millet sizi yerle bir etti bari bundan ders alın alınki bu memleket sizin gibi fikri zayilerden bir daha zarar görmesin.
Bir düşünün millet sizi seçmiyor.
Bu millet sizi sevmiyor.
Bu millet size vize vermiyor.
Bu milletin kalbindeki yara daha dün gibi taze duruyor
Utanın! Artık Utanın!
Bir azcık insanlık onurunuz varsa millet size vize vermiyorsa biraz saygılı olun olunki millette size saygılı olsun.
Milleti yaşat ki devlet yaşasın diyen ceddimizden ders alın
Bir azıcık izan sahibi olun yeter artık…

Ankara- 28.02.2009