Selsebil zamanı yoka çevirmişti yirmiyedi yaşında,
Her yeri kabuklu özellikle içten yaralarıyla.
Anılarıyla çoğu kez hatalarıyla flashback mayhoş bitazihi kahrında.
Tasında kaşık seslerini arıyor bu ihtiyar anadolu adamı aslında,
Vasfında onparmak maharet, sanat, istemese de kasrında.
Kaldır kafanı körpe kadın güzelim İstanbul karşısında, ne sen üzül ne ben susayım.
Gazeller ağırlar bizi ilkbahar tadında, abadi üstünde işlenmiş yazılarıyla.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta