Birazdan otobüs gelir sen gidersin ve duraklar yalnız kalır. Kimse bilmez nasıl bir hikayeden seni alıp götürdüğünü bu gürültülü kocaman aracın. Ölüyorum desem gelmezsin artık. Geçip gitmiştir zaman. 20 sene sonra kıyısında durduğum bu otoyol şeridi gibi anlamsızdır hayat. Neyse sen yine de önceden bildiğimiz şeyi yap ve bavulunu teslim et muavine önce, biletini kontrol et, basamaklarına yönel otobüsün ve o lanet şeye binmeden önce son bir defa bana bak ki ölene kadar içime işlesin bu sahne. Neyse işte ben eve yalnız dönerim, günlerden sonbaharın ilk günü falandır ve ilk soğuk rüzgarı bu kışın o akşam eser. Otoyol kenarları kalp kırıkları biriktirir. Benim yapabildiğim sadece sana el sallamaktır. 20 senedir bu durak yalnızdır.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta