Yirmi Bir Yıllık Yol

Halil İbrahim Yılmazer
44

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Yirmi Bir Yıllık Yol

Bütün gece sürdüm,
Beynimin dolambaçlarında.
Dağıldı uykular;
Avuçlarımdaki...
Yirmi bir yıl öncesinden kırıntılar.
Tüm yaşanmışlıklar şaibeli,
Kalbimin çatlaklarından,
Gözlerimden sızanlar.

Buyrun haydi
Halil İbrahim sofrasına..
Arta kalanlarımdan siz de nasiplenin.
Kilit vurdum kendime
Sırtımı dönüp gittim
Dikenler bürümüş bahçelerimi;
Bilmiyorum ki döner miyim?
Düşüncelerim dipsiz kuyu,
Yirmi bir yıldır düşüyorum,
Duvarlarına çarpa çarpa
Ağzım yüzüm kan dolu,
Ama henüz göremedim
Dipsiz kuyudaki sonu..

Her sabah paraf atıyorum
Yüzümdeki çizgilerle
Aydınlık dediğim sayfalara
Her sabahın sonunda
Düşman oluyorum aynalara.
Makinalar yetmiyor hesaplamaya hüznümü,
Yanlış matematiğim
Yanlış tüm hesaplar
Her zaman götürmüyor,bir mutluluk bir üzüntümü.
Gözlerim bozuk,
Bulanık görünüyor mutluluklar
Sağır kulaklarım ölesiye,
Yirmi bir yıllık yoldan dönüyor fahişe kahkahalar.

Saatlerin yüzleri duvara dönük.
Görmesin diye kimse zamanı.
Gözyaşlarımın derinliklerinden çıkardığım inciler,
Çok oldu kabuklarından ayrılalı.
Doğu ayazı,çöl sıcağı,çiy ıslağı göğsüm.
Dolup taşıyor bu kuraklıkta,
Gözyaşımın kanalları.
Baraj kursam tutabilir miyim?
Ulaşırlar mı yarınlara buharlaşmadan?
Yüzlerini yıkar belki kardeşlerim,
Suyun tuzuna aldırmadan.
Nasiplenir mi ağaçlar da,
Halil İbrahim sofrasının suyundan?
Biliyorum...
Bu saatten sonra dalsam da uykuya,
Kalp ağrısıyla ateşler içinde uyanacağım.
Sırtımdan sızan ter damlalarını,
Toplayıp bir avuç,
Barajıma koyacağım.
Biraz daha sabret yirmi birinci yaşım,
Kalkabilirsem bu tekerlekli sandalyeden,
Bağıra çağıra sana koşacağım.

Halil İbrahim Yılmazer
Kayıt Tarihi : 31.8.2007 03:26:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


30 ağustos doğum günümdü :)))

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Halil İbrahim Yılmazer