Allah'u Teâlâ'nın bazı melekleri vardır yeryüzünde dolaşıp ümmetimden bana salât-u selâm getirirler. Allah'u Teâlâ benim kabrime Salsail adlı bir melek vazifelendirmiştir. Horoz şeklinde olup başı arş altında, ayakları yedi kat yerin altındadır. Üç kanadı vardır, biri doğuda biri batıda biri kabrim üstündedir. Bir kimse salâvat-ı şerife okursa, o melek bu salâvat-ı alıp o salâvat-ı “Ey Muhammed! falan oğlu falan sana salâvat-ı şerife etti deyip nurdan yaprak üstüne yazar. Yirmibin günahı affolur, onun için yirmibin tuğba ağacı dikilir kıyamette ameli tartılıp hafif geldikte mizanı tutana sabret onun benim yanımda emaneti vardır derim. O da Ey Allah'ın sevgilisi bu gün senin dediğin olur der. Ben de yanımda olan salâvat kağıdını açıp mizana koyarım ağır olması için Allah'u Teâlâ'ya dua ederim. Zeynül Mecalis'de de yazar. selatu selam söyle söylenir Alla hümme salli Ala muhammet demeniz yeterlidir selatu selam demek için hörmetlerimle
Bana salâvat okuyanher kulun salâvatı, ağzından çıkar çıkmaz yola koyulur. Ne deniz bırakırne de kara; ne şark kalırnede garb... Her yana ağılır ve şöyle der:
‘Ben, falan oğlu falan kimsenin salâvatıyım. Benimle seçkin yaratılmışların hayırlısı Muhammet s.a.v. üzerine salâvat okudu.’
Her şey – canlı cansız, karada ve denizdene varsa; Onun üzerine salâvat getirir. O kulun okuduğu salâvattan bir kuş yaratılır; o kuşunbin kanadı vardır, bu kanatlarının her birinde yetmiş bin tüy vardır.. Her tüyündeyetmiş bin yüzü vardır. Her yüzünyetmiş bin ağzı vardır. Her ağzın dayetmiş bin dili vardır. Bu dillerin her biri yetmiş bin lügatte konuşur... Allah-ü Teâlâ’yı öylece tesbih eder. Bütün bu okunan tesbihlerin sevabını Allah-ü Teâlâ o salâvatı okuyan kulun sevap hanesine yazar
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta