kalleş devingenlikte irkilirim gömülürüm acıya
ertelenmiş dinginlikten kış üşümelerinin uzayışından
ve çadırlardan kerpiç evlerden
zifiri karanlığında gecenin gömülür hüznüne kardelenler
körpe bedenler oyalanan zamana
artan endişeye ve uçmağ söylencelerine
kesat toprağında donan doruklarını ve ateşi örten hıncını
yırtıp küründüğünü kar gibi insan ruhunun
ve yazgısı sokaksız coğrafyalarda
şimdi bilirim oradadırlar çekip giderler kaygıyı sisi sabrı belirsizliği
evlek evlek korkuyu yara yara sınırların girdaplarından
tinleri duymaz yaralı tinleri körpe aşk kokan pareli tinleri
yangıların çığlıkların gözyaşlarının ardında giz vardır delişmenliğini ufalar tan’ın
yeniden dönmek için baharlarıma kendime yağmalanmamış günler derlerim umuttan
ve bizi bekleyen maviliklere
bohçalarda sakladığımız türkülere güneşin vurduğu şahikalara
yine,kalleş hasarlı gecelerde kıyımla yenilenen yaşam ortasında
yer tutan aydın çağa şavkıyan düşüncelere ve özgürlüğe
şafakta berrak suların bıçkın ormanların nabzı gür vadilerin üstüne
tarihin belleğinde çoğalan kuş şenliklerinden özge
ve kabaran düşlerin ötesinde
yarıda bırakılmış şölenlerle avutarak titreyen yanlarımızı
tavlayarak alınlarımızı kanat çırpmasını seyrederek sevdalarımızı
yenileyerek esinlerimizi…
Kayıt Tarihi : 13.2.2024 18:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!