Yine yollardayım. Kendi içime aktığım zamanların yolculuğundayım.
Sabırsız ve tedirgin bir yalnızlığım. Uçurtulmamış uçurtmalar yapıyorum rengarenk. Uçurtmalar kanatıyor yüzümü. Kanamalı bir hastayım ve kan arıyorum. Solmuş çiçekler avutuyor geceyi, çakal ulumalarını işitiyorum uzaklardan. Yüzümü yollara döndüm, yine yollardayım.
Sıkışmış trafikte bir korna sesi çarpıyor duvarlara, renkleri unutan çocuğum bu güz mevsiminde. Bağbozumundan aşırttığım üzüm salkımları süslüyor sevinçlerimi, bozgun sonrası üzüntülerimi gizliyor ve düşüyorum yollara. Yine yollardayım.
Bitirilmemiş bir şiir eksikliğinde adımı unuttum dersem, inanır mısınız? Unutulan (unutturulan) belleğimizdir belki; ihanetleri, katliamları, yangınları bir pembe dizi gibi unuttuk. Adımızı, adlarımızı da unuttuk. Ne çabuk unuttuk birlikte ısırılan bir elmanın tadını. Unuttuk işte, yüzümü yollara döndüm. Yine yollardayım.
Turuncu bakışlardan, gizemli resimler yaptım. Tatminsizdim ve ne yapabilirdim ki. Malzemem eksikti, üç renkle yapmaya çalıştım her şeyi:siyah, beyaz ve yüzünün rengi. Yenilmiştim ve bu yüzden yollara düştüm. Yine yollardayım.
Ketum bir çılgınlık belki de, dile gelmeyen, söylenemeyen. Ah bir söylenseydi, belki; belkiler hiç olmayacaktı. İşte bu yüzden sırtımı kentlere verip, yüzümü yollara döndüm. İşte yine yollardayım.
Yollar boyu, yüreğimin istasyonlarında konakladım. Her şey tarifeliydi. Ödedim tüm borcumu hatta cömerttim de denebilir. Aslında yürüdüğümüz yolların, sağanağa tutulmuş bir fotoğraf olduğunu çok sonra anladım.
Kayıt Tarihi : 17.8.2006 20:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)