Yine Unutulduk... Şiiri - Ahmet Ocakçıoğlu

Köy meydanında davulcu avaz,avaz bağırıyor
'Duyduk duymadık demeyin...
Köyümüze misafirler gelmiş olup...
Muhtar odasında sizi bekliyorlar...
Muhtar hepinizi muhtar odasına çağırıyor
Duyduk duymadık demeyin.....

Merakla toplandık muhtar odasına
Muhtarla birlikte ikiside lacivert elbiseli kravatlı
Girdiler içeri
Muhtar başladı konuşmaya
Köy halkı pür dikkat dinlemede Muhtarı
Muhtar konuştukca anladık meramlarını

Bu kravatlılar mebus adayı imiş bizim ilden
Muhtar diyor ki, bu kravatlılar köyümüz için
Bulunmaz nimetlermiş....
Muhtar konuşuyor biz alkışlıyoruz
Muhtar devlet adamı yalan mı söyler?
Muhtar bu tabiki doğru söyler

İki kravatlı bol bol vaat ettiler köyümüze
'Önce köy yolumuz yapılacak
Evlerimizin içinde çeşmelerden
Sular şarıl, şarıl akacak
Artık sırıtmızda kovalarla su taşımayacakmışız..
Çocuklarımız ise beş kilometre yürümeyecekler
Mebus adaylarımız söz verdi, köyümüze hemen
Okul yapılacak
Hastalarımız artık kasaba yolunda ölmeyecek...
Köyümüze sağlık ocağı yapılacak
Doktor hemşire gelecek, şifa dağıtacak
Köyümüzde işsiz kalmayacak, işleri hazır
Bu iki muhterem mebus olunca...

Konuşmalar bitti kucaklaşarak davul zurna ile yolladık....
Köyümüzdenmebus adaylarını.....

Seçimler başladı....
Söz verdik ya mebus adaylarına
Köy halkı verdik hlal oylarımızın tümünü
Mebus adaylarımıza....

Akşam sandıklar açıldı birer birerer..
Televizyondan takip ediyoruz seçim sonuçlarını
Muhtarın narası ile irkildik köy halkı olarak
Bizim adaylarımızın partisi kazanmış
Bizim mebus adaylarımızda kazanmış

'Çalın davulları bugün köyde bayram var
Köyümüz kurtuldu artık bizimde iki mebusumuz var...
Sabaha kadar çaldı davullar çekildi halaylar
Köy halkı cuştu uyumadı sevincinden
Sabaha kadar.....

Haftalar geçti duyduk ki hükümet kurulmuş
Bizim iki mebustan birisi olmuş
Bakan....
Köy muhtarı salma yaptı köylüye
'Bakan'a hayırlı olsun demek için seçildi köyden
Beş kişi birden....
Hep birlikte gidiyoruz Ankara'ya tebrik için
Otobüsle terminalden...

Bindik otobüse geldik sabah ezanı Ankara'ya
Terminalde içtik sabah çorbasını
Üstüne de iki demli çay...
Düştük Ankara'da yollara hedef bakan beyin odası...

Erken gelmişiz bakanlığın kapısına
Bakan gelirmiş makama saat dokuz da...
Bekledik bakanı soğukta bakanlık kapısında....
Bakanlığın bekçisi imiş acıdı bize aldı içeri

Bekleme salonunda bekledik sayın Bakanımızı...
Bağırdılar ki bakan gelmiş görmek isteyenler
Gelsin bu tarafa...
Kafa kağıtlarımızı aldılar kayıt ettiler kara kaplı
Kalın bir deftere....
Köy heyeti çıktık üst kata
Bakan beyin makam odasına....

Odada bir güzel kız baktı bizim kılık kıyafetimize
Üstten tutma bir kibirle sordu 'Kimsizin' diye
Muhtar zafer kazanmış komutan edasıyla
Sayın bakanımızı göreceğiz dedi 'kızcağıza'
Sekretermiş deftere yazdı köyümüzü, adımızı
Girdi bakan beyin odasına...

Birazdan çıktı baktı bizlere
'Bakan isterse çağıracak sizi
Oturun hele şurada..
Bekledik tam iki saat sekreterin odasında
Bakan bey lütfetti çağırdı bir hayli zaman sonra..
Girdik Bakanbeyin makam odasına
Bakan bey şöyle bir baktı baygın gözlerle bize...
Muhtar 'Bakanım hayırlı olsun' gür bir ses ile
Sayın bakandan bir çift söz
'Sağolun beyler'
Bir şeker tuttular birde kolonya
Ayak üstü Muhtar 'Bakanımı bizim köyün dertleri'
Konuşmasının tamamlamadan Bakandan bir sert bir ses
'Acelen ne muhtar daha zaman var'
Bozuldu bizim muhtar sert bu tavıra

Yinede sustu içina kan akarcasına
Çıktık, bakan beyin makam odasından
Hayalleri yıkılmış birer nefer gibi...

Yıllar ne çabuk geçermiş anlamadan
Yine bir seçim varmış haberlerden duydum
Bizim köyün ne yolu yapıldı, ne okulu
Nede çeşmeden şarıl, şarıl sular aktı
Sağlık ocağını unuttuk verselerdi bir hemşire
Onu da bulamadık, yine kasabaya gidiyoruz
Muayeneye...

Yine gelecekler yakında köyümüze
Kravatlı lacivert elbiseli mebus adayları
Verecekler yine bir hayli sözler
Yapılmayacağını bile, bile
Bizde inanacağız bu verilen sözlere

Heyhat yine elimiz boş kalacak
Tutulmayacak verdikleri sözler