Bütün Annelere, Anneler Günü Armağanı...
1958 yılının 16 Kasım günü bırakıp gidişini hatırlıyorum anne.
Hiç unutmadım, o gün bu gündür bekliyorum anne. Gelmeyeceğini bile bile bekliyorum.. Gemgenç yaşında, yedi yıl dayanabildiğin o akciğer kanserine yenik düşüp, bırakıp da gitmiştin o gün anne... 'Erkekler Ağlamaz...' dediler. O gün öğrettiler bana, erkrklerin ağlamadığını.. On iki yaşındaydım henüz anne. Aileden iki çocuk verdiler kucağıma. '-Al bunları, sokağa çıkar da avut...' dediler. Bir buçuk yaşlarında iki çocuğun ellerinden tuttum. Sokağa çıkardım. Evin önündeki teneşir tahtasına baka baka, için için ağladım. Yaşlarımı kimseye göstermeden.. Duydum ya, erkekler ağlamazdı anne. Öyle demişlerdi.. Cenazene bile yaklaştırmadılar beni. Omuzlar üzerinde tabutun evimizden ayrılıken kimileri feryat edip, bayılıp ayılırken, ben ağlayamıyordum anne. Yasaktı bana ağlamak.. Çünkü, erkekler ağlamazdı. Oturdum bir kaldırımın üstüne. Çocuklardan birini bir dizime, diğerini de öteki dizime oturtarak, bellerinden yakaladım.
Ve, cenaze evimizin sokağını terk ederken ardından, yaşlı gözlerimle baktım.. Sesim çıkmıyordu. Ama içimde, bir yanardağ patlamıştı... Gözlerimden süzülen, yanaklarımdan dudaklarıma sızan, oradan da sessizce, çenemden yere damlayan yaşlar, o yanardağın lavlarıydı... Çocuklar yüzüme bakıp bakıp da, elleriyle birbirlerine göstererek, 'Ağlıyo, o ağlıyo...' diyorlardı. Onların o saf, dünyadan habersiz sözleri, beni daha çok yaralıyordu. Erkekler ağlamazmış ama anne, ağlıyordum ben. Ağlıyordum işte... Diğer kardeşlerim gibi feryat edip, bağırıp, kendimi yerden yere vurmuyordum ama, ağlıyordum sessizce... Yüreğim tutuşmuştu. Ciğerim alev alev yanıyordu anne. Yanıyordun sen içimde. Cenazen gitti. Alıp gittiler seni mezarlığa... Ne camiye gelebildim, ne de mezarlığa anne. İki çocuk elimi, ayağımı bağladı. Ama; yüreğimi alıp gitmiştin gözyaşlarımla, feryatlarımla, dualarımla birlikte.. Sana, çok kızdım o gün. Çaresizdin, itiraz edemeden gidiyordun anladık. Anladık da; hiç değilse o şevkatini, o ana sevgisini bana bıraksaydın ya...! Onları da alıp gittin.
Yaşım altmışa geldi anam, geçiyor bile... Hala o şevkatini, sevgini özlüyorum. Saçlarımı okşayışını özlüyorum. Sıcacık kucağını istiyorum. Bak bugün, 'ANNELER GÜNÜ...' Herkesin annesi yanında, yakınında, yanıbaşında... Benim annem yok.. Yoksun annem. Ben de annemi istiyorum.. Boynuna sarılmak, öpmek, içimden geldiği gibi şöyle, dolu dolu bir sesle; 'ANAM! ' demek, sonra da başımı omuzuna koyup, hıçkırıklarla ağlamak istiyorum. Onca yılın özlemini başka türlü dindiremem ki anam.
Cenazenin kalktığı gün mezardan döndüklerinde, çocukları kardeşlerime teslim edip, oda kapısının arkasındaki süpürgeye sarılarak gizlice, hıçkıra hıçkıra ağlarken yakalamışlardı beni... Beni öyle yakaladıklarında, herkeste bir ikinci cenaze çıkmış gibi feryatlar koptu... Bana sarılıp da öpüp, ağlayanlar oldu. Birlikte ağladık... 'ERKEKLER DE AĞLARMIŞ...' izin çıktı anne. İşte o günden sonra bu sulu göz oğlun, hep ağladı, hep ağlıyor anne... Fakat izinliyim artık. Erkekliğe leke sürdürmedim anne... Biliyor musun? Tam, 44 yıl geçti aradan... Ben gözleri yaşlı, sevgine hasret onca, 'ANNELER GÜNÜNÜ ' sensiz yaşadım.İçim buruk, yine yalnızım bugün. Bu gün yine, 'ANNELER GÜNÜ..' anne. Saçlarım akpak olmuş. Yaşım, altmışı geçmiş.. Beş tane çocuğum var. Yalnızım... Yapayalnız. Evet, yalnız.. Ben de bir babayım anne... Ama hala çocuğum. Senin çocuğunum anne... Belki; elimde çiçeklerle mezarına gelemeyeceğim anne.. Ama, dudaklarımda Fatiha ile seninleyim. Her zaman olduğu gibi... Dopdoluyum anne. Bakma sen; gözlerimde toplaşan, o göz yaşlarına. Ciğerimin yanışına, kalbimin hızlı hızlı atışına bakma. Her ne kadar acın ve özlemin bir ateş gibi beni yaksa da, biliyorum artık gelmeyeceğini... O umudu, çoktan yitirdim ben anne. Yine de seni özlüyorum be anne... Çocuklarının saçlarını, başını okşayan, boynuna sarılıp öpen anneler, yine beni üzecek olsa da, senin de ANNELER GÜNÜN kutlu olsun anne. Sevgini, şevkatini birlikte götürdün. Hiç değise bugün, kalbimi susturma, onu bana bırak anne.
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta