Yine Sana Aşık Olurum Şiiri - Fahri Bulut

Fahri Bulut
3287

ŞİİR


41

TAKİPÇİ

Yine Sana Aşık Olurum

YİNE SANA ÂŞIK OLURUM Serbest şiir
Evliyalar, enbiyalar, erenler bilirler de ,
Söylemezler kainatın sırlar dolusu sırlarını,
Cahillere söylersek faş ederler diye.
Eshab-ı keyfin yedi uy urların kıt mir gibi taş olurlar diye.
Bakarsın reenkarnasyon yeniden doğar geliriz.
Kirletilmemiş barış içinde, özgür yaşanacak bir dünyadan,
Yine ben seni sever ve sana âşık olurum.
Koşuşturur dururum peşinden deli taylar gibi,
Baş açık, ayak yalın, bıkmadan usanmadan,
Sabahtan akşama, akşamdan tee sabaha kadar.
Yakalarım saklandığın ulu çınarın arkasında,
Papatyalar toplarız mor kırlarda gündüzleri,
Fallarımıza bakmak ve saçlarının her teline bağlamak için,
Yıldızlar sağarız geceler boyu kan uykumuza inat,
Ateş böceklerinin çılgın dansları eşliğinde,
Kara sevdamızı yazarız ağaçları kesilmemiş,
Kuşları cıvıl cıvıl öten, yüce dağların doruklarına,
İki âşık ömürleri boyunca taparcasına,ölürcesine
bir birlerini sevdiler diye.
Aşk türkülerimizi kavallarına dökerler Bin boğalı çobanlar.
Delişmen yağmurların durmaksızın yağdıkları bir günde,
Başlarımızın Üzerlerine kadar inen gök kuşağı altında,
Sırılsıklam ıslanırız sarmaşıklar gibi sıkı sıkı sarılarak.
Koşuştururuz kara, beyaz, mor koyunların peşlerinden.
Aç ve meleşen kuzularını doyurmak için.
Saldırıya geçerler peşimiz sıra Kangal çoban köpekleri,
Çobanlar azarlarlar ıslıklarlar hoşt hoşt diye,
Uysallaşıp yatarlar bir kayanın gölgesine,
Aldatırlar çoban oynatan kuşları muziplikleriyle,
Koştururlar peşlerinden terleyip, yoruluncaya kadar.
Her bahar yaptığımızı yine yaparız,
Zıpkınlarla çiğdemler, kengerler dereriz,
Kenger pilavı pişi ettiririz çobanlara.
Buz gibi soğuk yayık ayranı yanında,
İncecik açılmış köy ekmeği sokumlarız,
Yumruğumuzla kırdığımız soğanla birlikte,
Açlığımızı giderinceye kadar yeriz, içeriz.
Kara sevdalarımız başımızda koşturur dururuz,
Yemyeşil kırlarda çocuklaşır koşuştururuz
bir sağa bir sola,
Yorgun düşüp, terlediğimizde uzanırız çoban yastıklarının üzerlerinde.
Sabahtan akşama, ter revan içinde yüreğimiz,
Gözlerimizi acıtırlar alınlarımdan akan tuzlu terlerimiz.
Gözlerinin duldasında uğrun, baygın bakma bana ne olur,
Aşk aşk diye serçe yüreğim koşturan da peşinden,
Çırpına çırpına tut ki duracak kalbim, çıkacak yerinden.
Hele bir dur dinlen yalvarırım, gel atıl boynuma ak güvercinim.
Yatır dizlerine aşk ve sevda masalları anlat.
Yanık yanık üflenen çoban kavalları eşliğinde,
Sevdalıları biri birilerine kavuşturan, bitmeyen efsanelerinden,
Bırakma yalvarırım bırakma bir başıma dağ başlarında.
Kurt da kuşa yem etme, gönlümü zülfünün teline bağladığım, limitsiz aşkıyla ciğerlerimi dağlat-tığım...
Çağla yeşili gözlerine, başak sarısı saçlarına esir düşüp, kölesi olduğum...
Hadi durma anlat, aşk ve sevda masallarla uyut beni,
sımsıcak koynunda sonsuza kadar...
30 ARALIK 2008
FAHRİ BULUT RIZAOĞLU

Fahri Bulut
Kayıt Tarihi : 30.12.2008 13:43:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Yine bir ölümsüz aşk şiiri.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Fahri Bulut