Yine karanlık bir gecenin ufkundayız,
taşların dili var,
gölgeler kendi üzerine kapanıyor.
Bir lamba çatlıyor —
ışık, yere dökülmüş su gibi
sessizliğin üstünden akıyor.
Ben sustukça şehir genişliyor;
her sokak,
bir başka kalbin gizli defteri.
Pencerelerden sarkan perdeler
rüzgârın hafızasını taşıyor.
Her dalgalanışta
senin adının fısıldandığını duyuyorum.
Bir ayna parçası kaldı cebimde;
her baktığımda başka bir yüz,
ve hepsi senin yüzünün
hatırlanan tarafı.
Senin adın,
ağaçların kabuğuna kazınmış
unutulmaz bir şarkı gibi
gecenin damarlarında dolaşıyor.
Bir kuş düşüyor göğe,
kanatlarından harfler sızıyor;
ben o harfleri toplarken
sabahın ilk rengi
gözlerime çarpıyor.
Zaman,
kendi üzerine kapanan bir defter gibi;
biz ise
o defterin boş kenarlarına yazılmış
tek cümle: unutulmamışız.
Ve biliyorum:
karanlık bize ait değil —
biz,
karanlığı anlamlı kılan
ışığın kendisiyiz.
Kayıt Tarihi : 3.10.2025 22:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!