çocuktum
kar yağıyordu
bugünkü gibi hatırlıyorum
üşüyen kuşlar gözlerime dalıyordu
kipriklerim onların tüylerini tarıyordu
sevinçlerim ıslanıyordu
hayatım gibi yamalıklıydı
bacağımdaki pantolonum
gözlerimi vitrinlere bırakarak geçiyordu çocukluğum
yırtık gömleğini tazelemeyi yine erteledi babam
bana trabzon lastiği aldı
sanki bütün dünya benim oldu
artık su ayaklarıma girmeyecekti
yıldızlara tutunduğum bir geceydi
çivi yoluma çıktı
nasıl diyebilirdim babama
lastiğim delindi
gömleğini değiştirmeyi başka aya ertele demekti
annem bu kışı da pardösüsüz geçirecekti
trabzon lastiği sevincim erken bitti
sol ayağım lastiğimin içinde bir kayıktı
istememden bıktı babam bir boya sandığı yaptı
boyasandığımın içinde
siyah kahverengi boya
fırça cila
bir de kitaplarım vardı
dilimde sakızdı
parlasın abiler
kitaplarımla beynimi aydınlatıyordum
ayaza fırça atıyordum
babamın yoksulluğa karşı savaşına
üç beş kuruş katıyordum
ayakkabıboyası cila kokuyordu
bedenimde kelebek gibi duran ellerim
bana gülüyordu sınıftaki bazı arkadaşlarım
o günlerde bu aklımı taşısaydım
üzülmezdim üreten yanıma
ben alınteri dökenlere hiç gülmedim
bir de kışların bitişlerine üzülmedim
“şans kader kısmet
çekilişi yirmibeş” de oynattım
en büyük hediye bir paket sigara
şanssızlığını deniyordu insanlar
sigara kalıyordu bana
kırk yıla yakın aralıksız çalıştı babam
ben çalışıyorum hala
çalışarak zengin olanı görmedim
simitte sattım
susamlı
susam kokulu çocuk da derlerdi bana
ta çocukluğumda taddım
eli dolu dönmenin mutluluğunu yuvama
sokak kedilerini
kuşları
unutmazdım ama
onlardan öğrendim
kediyle kuşun düşmanlığının açlıktan geldiğini
tok kedinin kuşları da sevdiğini
çocuktum
kar yağıyordu
kedinin ağzında bir kuş ağlıyordu
kar yağıyordu
kocaman yürekli çocuktum
sırtımda hayatın soğuk yüzü
sevdim mahlemizdeki bir kızı
kız sevildiğini bilmiyordu
ilk şiirimi ona yazdım
ve sevgimi yazamayacağımı
ta o günden anladım
baba olunca öğerendim
babamın misafirlikte cebine koyup evde bize verdiği
şekerleri sevdiğini
bize verdiği çekerler kadar yandım
öne çıkardığı için sevgimizi
ben fakirliğimizide sevdim
s e v g i o k u l u b i r e v d e b ü y ü d ü m
kar yağıyordu
ben her çocuk gibi çocuktum
bahara çıkamamanın korkusuyla
sokak kedileri de ağlıyordu
umutlarım ıslanıyordu
ıslanıyordu bir hayat
o günlerden beri dargınım hayata
b e n i e r k e n b ü y ü t t ü
kar yağıyordu
kardan adam yapma sevdasındaydı yaşıtlarım
ben fırça sallıyordum
iki yüzlülüğüne hayatın
en iyi oyuncağımdı değenekten atım
parlayan ayakkabılarda kaldı çocukluğum
yine kar yağıyor
ben sobanın avucunda üşüyorum
kar yağan her günde
çocukluğumun siyah beyaz anılarında koşuyorum
Kayıt Tarihi : 16.1.2005 17:21:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kamil Aydemir](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/01/16/yine-kar-yagiyor.jpg)
ben sobanın avucunda üşüyorum
kar yağan her günde
çocukluğumun siyah beyaz anılarında koşuyorum
Hüzünlü yolculuk :((( Kaleminize sağlık...
TÜM YORUMLAR (1)