Köyümde Bahar Şiiri - Salih Çelik

Salih Çelik
86

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Köyümde Bahar

Yine bahar gelmiş, memleketime.
Erguvanlar çiçek açmış, ne güzel.
Türlü türlü kelebekler uçuyor,
Börtü böcek beste yapmış, ne güzel.

Ekinler boy atmış, yeşermiş bağlar.
Güneşe yaslanmış yemyeşil dağlar.
Suları taşlara vurdukça çağlar.
Dereler bendini aşmış, ne güzel.

Renk renk çiçeklerle doldu yamaçlar,
Filizlendi şimdi bütün ağaçlar.
Yeni yuva yaptı dallara kuşlar.
Mahlukat baharı tatmış, ne güzel.

Akşam soğuk olur üşürsün önce.
Isınır yüreğin bir dost görünce.
Semaveri yakıp, çay demleyince,
Sohbete, rengini katmış ne güzel.

Koyun kuzu yaylalara yürüdü,
Yaylaları şimdi duman bürüdü.
Yine Kepçeli'de sular soğudu.
Yoğurdumuz kaymak, tutmuş, ne güzel.

Pelitli'de bugün çiçek topladık.
Balenges'e geçip keklik avladık.
Almaca'ya çıkıp elde salladık.
Gün tükenmiş güneş batmış, ne güzel.

Salih Çelik
Kayıt Tarihi : 17.5.2020 12:51:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Osman Akçay
    Osman Akçay

    Güne yakışan bir şiirdi.

    Şairini tebrik ediyorum.

    'Almaca'ya çıkıp elde salladık.' dizesinde 'elde salladık' ile belirtilen yöresel ifadeyi anlayamadım. Bir açıklama yapılırsa memnun olurum.

    Saygılarımla.

    Cevap Yaz
    Salih Çelik

    Osman bey, yorumunuz için çok teşekkür ederim. Burada geçen el de salladık ifadesi yöresel bir ifade değil. Almaca yörenin en yüksek tepesi. Köyde o gün her şeyi yaptık, hatta Almaca'ya çıkıp el bile salladık anlamında. Selamlar.

  • İbrahim Kurt
    İbrahim Kurt

    Şiir gibi şiir dediğimiz şiirlerden bir şiir okudum bir okursun bir daha okursun zira türkü gibidir okuyucu dilinde böylesi şiirler kutluyorum

    Cevap Yaz
  • Ömer Yıldız
    Ömer Yıldız

    tebrikler kutlarım

    Cevap Yaz
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    Medine-i Münevvere'de maddi sıkıntıların hakim olduğu ve insanların yiyecek birkaç lokmaya muhtaç oldukları bir dönemde Resulullah-sav- namaz sonrasında beraberinde bir kaç sahabesiyle maddi durumu biraz iyice olan bir sahabesini ziyarete giderler. Sahabe onları buyur edip avluya bir sofra serer ve üzerine kuru hurma dolu bir kap yanına da kuyudan çektiği serin su dolu bir kırba koyarak der ki; "Ya resulullah siz bunları yerken ben bir oğlak kesip pişireyim ve bahçeden taze hurma da devşirip geleyim der ve bir müddet sonra da dediklerini yapıp sofraya onları da getirir. Karınları açlıktan gurul, gurul öten sahabeler bu yiyeceklere iştahla ellerini uzatınca resululllah gözleri dolu, dolu olarak ; " HESAP GÜNÜNDE KİŞİ KENDİSİNE LÜTFEDİLEN HER TÜRLÜ NİMETTEN SORGUYA ÇEKİLMEDİKÇE ORADAN AYRILAMAYACAK!" diye buyurunca ashab ellerini hızla geri çekip" Peki ya resulullah biz şimdi bu nimetleri yemeyelim mi?" diye sorarlar. Resulullah cevaben buyururlar ki;" ELBETTE YİYECEKSİNİZ VE ALLAH'A ŞÜKRÜNÜ EDA EDECEKSİNİZ AMA(SÜMMELE TÜSELÜNNE ANİNNAİM) -SONRA SİZLER SİZE LÜTFDİLEN HER NİMETTEN MUTLAKA SORGUYA ÇEKİLECEKSİNİZ- AYETİNDE BUYRULDUĞU GİBİ BU NİMETLERİ VEREN ALLAH MAHŞER GÜNÜ SİZİ MUTLAKA BUNLARDAN DOLAYI SORGULAYACAKTIR!" deyip besmeleyle ikram edilen şeyleri yeyip ev sahibine teşekkürlerini arz ederler.

    Bu dünyada verilen nimetler ahiret yurdundaki yani cennetteki nimetlerin birer numunesidirler ve sadece tadımlıktırlar.Bu nimetlere mazhar olan kullar onları verene onun istediği manada kulluk yaparak şükrünü ve hamdını eda ederlerse o günkü sorgudan berat etmiş olarak ayrılıp devamlarından istifade etmeye hak kazanırlar. Yoksa şükrü ve hamdı eda edilmeyen -başta kendi vücudundakiler olmak üzere- bütün nimetlerin hesabı kendisine cehennem yurdunda Allah'ın dilediği müddet kadar kalarak ödetilir vesselam!

    Şiir manalı ve güzeldi. Şairimizi can-ı gönülden kutluyor daha nice böyle güzel şiirlere imza attırmasını Rahman ve Rahim olan Allah'tan temenni ediyoruz.

    Herkese hayırlı çalışmalar...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (8)