Beni Dünyaya getirdiğin günden beri,
Gül yüzüne doyamadım Anne
Bana öğrettiğin ilk heceden sonra,
Diline doyamadım Anne
Türlü nimetler yedirip içirdin bana,
Hayat uykuda bir rüya
Yaşadığını sanırsın güya
Hle bak,akan suya
Akıp gider,gündüz gece
Saymakla bitmez,günler
1971 yılından beridir,
Birgün değişmedi yüzün,
Dönüyorum işte köyüme,
İçimde kaldı hüzün,
Neyini seveyim İstanbul,
Sivas,Erzincan arasında yerin
Rüzgarın eser serin serin
Kel kalmış bozkır, her yerin
Refahiyem, nasıl anlatsam seni
121 Köyü, 73 mezrası ile
Saraylar,bahçeler şehri
Boğazlar kıyılar şehri
Evliyalar,camiler şehri,
Dünyalar güzeli,güzel İstanbul
Fatihin mirası kaldı
Allahın izniyle iki hücreden dünyaya getirdin
Dokuz ay gezdirip, kendi özünle besledin
Canımı kendi canında duya duya taşıdın
Tekmelerimi sevdin Ağırlığımı okşadın
Sütünü ve hakkını Helal et anne
1453 Yılında gördük güzel yüzünü
Ne Esmer, ne Sarışın,ne Kumralsın
Görenler aşık olur, Boynuna Sarılır
Beni de şair ettin, köylü güzeli İstanbul
Kolların uzanır İzmit'ten Edirne'ye
Dünya buzuldu,yıllar önce
Tükettik doğayı,hayvanlar ölünce
Düşman içimizde,zalim ölnce
Yazıyorum ama sen gel bana sor
İslamda olmaz,insan ayrımı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!