Fındık ezmesinin,
Tadına bir kez bakmamıştır,
Giresun’da fındık toplayan,
Urfa’lı mevsimlik işçi.
''Hayat budur'' derken,
Yaşamın, ölümle başladığını farkettiler.
Güneşe dokunmak için,
Dünyalarından vazgeçtiler,
Pencere önündeki ölüler...
Saçlarını örmedim ki,
Sırmasını ne bileyim,
Koynuna hiç girmedim ki,
Sarmasını ne bileyim.
Sakındığın nazik dilden,
Ecelsiz alır benim canımı,
Daha hayatın başında güzel.
Cennete değişmem bir anımı,
Yatıp ta uyusam döşünde güzel.
Kokunu getirse sabah yelleri,
Mavi mavi gülerdin,
Sararırdın ayrılırken,
Kızıl şafaklar biriktirirdin,
Kara gecelerde,
Belki yeşil bir bahardı beklediğin,
Belki de eflatun zamanlar.
Kul hakkı diyor ya yüce yaradan,
Hakkı bilmeyen kul neye yarar.
Severse kişi engel çıkar aradan,
Sevgiliye varmayan yol neye yarar.
Sevdaya verilen garip baş imiş,
Tasavvufta gelenektir,
"Eksiklik bende" der.
Erdem, kendini bilmektir,
Kibir insanı yer.
Ham zamanlardan geçtim,
Devlet babaydı vatansa ana,
Hep böyle anlattılar bana,
Özgürlüğü yaşamadım kana kana,
Korkularla büyüttüler.
Günahtı sorgulamak imanı,
Gün gelir daha uzun olur,
Bir kelebeğin ömrü,
Senin ömründen.
İşte o gün,
Bütün secdeler değersiz,
’’Aşk’’ımı Kir’letme. Dedi
Ben’de söz verdim.
’’Kir’’ üç harfli bir kelime,
Ben gibi, Sen gibi, Biz gibi, Aşk gibi,
Sen’de, Ben’de, Biz’de ve Aşk’ta,
Olmayacak ’’Kir’’…



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!