Alemleri seyre daldım ben yine
Kimi balık düşmüş yem derdine
Bazı insanlar yalan peşinde
Dost arar Yılmaz yine kendi halinde
Geceler aydınlık olmuş sahteliklerle
Gündüzler karanlık sevgisiz yüreklerde
Dostluk yere düşmüş hayvandan bile
Yılmaz sevgi arar kuru güllerde
..
Yokluk ölüm müdür yoksa ölen hayvan mı dervişler
Nüş i bade ederken hayat yoksa var olan nicelikler
Ne ile ölçülür kanun insan denen sadece et kemikmidir
Yok varlıksa yokluk nedir sende ben varsa ben kimdir
Varlıktan maksadımız ben değildir beni attık aç itlerede
İt haya etti utandı kendinden bana bıraktı beni benlikle
Edep varlık aleminden bir badei aşkı abı hayattır gönlümüze
Gönlümüzü sunduk aşkımıza aşkımız tanımadı benlikte benide
..
Yeni bir günde yeni bir hayal bulunmuyor
Gerçek nedir sevgiler artık yaşanmıyor
Kalpler körleşmiş Yılmaz umut diliyor
Allah'tan her kula sevgi dolsun gönüller
Şevkati farika sanki güneşle yeniden doğacak
Güneş belkide insanın nurlu kalbinden yanacak
Her açan çiçekte sevgi kokusu sana ulaşacak
İşte Yılmaz bu hayal ile yaşadı yaşayacak
..
Aşka davet var Semih ismi canda
Semalardan feryad eder ruhu anda
Yılmaz yüreği mutlu sevinir dostlarda
Huzur bulduk nikahımız var baharda
Aşıklar kavuşur maşuğa Yılmaz kendi
Ağlar kendi derdine yüreği arar prensi
Sevinin dostlar semada semih suresi
İlham eder aşkı Yılmaz'da neş-esi
...............
..
Ben Yılmaz Öztürk sıradan basit biriyim kendi halimde
Bazen umutla insan aradım merhamtesiz insan yüreğinde
Bilmem denendir yalan ve sahtelik kol geziyor dörtbir yönde
Seven dostum çok gelirde yanıma ardımdan söven sövene
Kelimeler anlatırmı bilmemki isyanımı duymayan kulağa
Otuz biryıllık ömürde ruhum sığmıyor çamurlaşan toprağa
Heryer delikanlı dolu hasret kaldım dürüst adam gibi adama
Kalpten seveceğim inat olsun sevmeyi bilmeyen çakallara
..
Demir atmak için yürekte liman arıyorum
Aciz çarnaçar bir haldeyim batar gemilerim
Okyanusun karanlığında kayboldu güneşim
Göz yaşı kurumuş ağlamaz sevda bulutlarım
Gül bülbüle hasret Yılmaz insandaki can dostluğa
Yüreğim şimdi sığınır yolculuğun omuzlar limanında
Nilüfer olup açmak için muhtacım şimdi bataklığa
Kardelen misali delinecek kar yok kara taşlarda
..
Neredesin Yılmaz semalarda isminimelekler bile unutmuş
Sen maddeyi neylersin madde eşya sana kırgın küs olmuş
Her can kendi halinde derde derman bulmak imkansızmış
İmkan sende aşk İsa'nın ölüyü diriltmesi bir mucize imiş
Selalar okunurken cuma saatinde dost Muhammed candır
Selamlar sana denecek dost uzaklarda kimbilir nerededir
Aşkın okyanusunda balıklar tuğyan olmuşken Yılmaz nerdedir
Bilmelisinki aşk ve kahramanları hikayelerde yaşayan masallardır
..
Kara birgünde seller yağmur olmuş yağıyordu
Islanan yüreğim sıcak bir kalbe hasret kalmıştı
Böyle bir günde göz yaşım yağmurla yarışıyordu
Sığınacak kalpler kararmış kapılar yüzüme kapalıydı
Sevgiler sevgiye hasret kalmış insan insan arıyordu
Kim bilir bir Eskişehir yolu yada bir Bozüyük yurdu
Sığınak olacaktı garip aşka hasret Yılmaz'ın yetim ruhu
Karaniler can verir Yılmaz bulur sevgi ve aşkın onurunu
..
Dost dedikleri nedirki samimi bir yürekten başka
İnsan aşka düş olmalı yalandan dolandan başka
Makamı yükselirken horlamamalı kendinden başka
Hoşbulduk demeli hoşça açılan kapıya lisanı aşkla
Gah çıkar yollar düzlükten başkaya sen yoldan çıkma
Dikenli olsada gülleri dermek yetmez sevmekten başka
Yol varmıdır insanı ihya edecek dosta gidenden nuru ala
Yılmaz sizinle sefa buldu sefayı dost yüreğinden başka
..
Öyle bir haldeyiz ki suretleri sarmış
Dört bir yanı insan kibirle boyanmış
Öyle bir çağ ki sevilenler şımarmış
Dost diye Yılmaz bilmem kime sarılmış
Leyla'lar çöllerde kalmış Mecnun arıyor
Sevgiliyi toprak suya hasret bağrı yanıyor
Düşmez oldu dilden aşkım der dudaklar
Yalansız seven Yılmaz'ı toprak paklar
..
Kimler tarif etmediki insanın pak nurunu
Ormanlar kalem olsa yazabilirmi dostluğu
Nefsini kıramayan bulabilirmi Allah yolunu
Çağlasın gözlerin dilin tatsın yokluğu
Marifet sukuttur Allah rızası maksat olsun
Seher vakti kıyamdaki derviş hu ile yansın
Sevgiye sevdalı bülbüller güllere konsun
Beyaz kalemler seni sana gönülde anlatsın
..
Allah'dır yaratan cihanı ruhu tenden öte tanı
Üstadım Mustafa ummanı dervişlik onun şanı
Resule gider dergahı çoktur aşkı yaşayanı
İhvanlar yolunun hayranı canlar buldu sultanı
Günler geceyi unuttu sabahı görmez güneş
Herkes birilerine denk sense yalnız sana eş
Yok benzeri muadili olmayan kutlu yürüyüş
Yılmaz sensiz olur belki kanadı kırık bir kuş
..