Güneşin ebesidir ayyaş aşıklar
Boşverip hayatı,içerler
Kan toplamış gözlerinde yaşlar
Güneşin ebesidir aşkı yiten aşıklar
Kaybetmişler aşklarını,anlamsız vakalarla
Bir daha bulurlar mı? Orası aşikar
Denizin şefkatle okşadığı kıyıların
Renge renk veren güneşin
Çıplak bir kadının beline dökülen saçlarını andıran şelalelerin
Ölümü hatırlayalım diye her sokakta karşımıza çıkan
Her milletten güler yüzlü yaşlıların
Sokak sanatçıların,seyyar satıcıların,işçilerin...
Uğur böcekleride gidiyor seninle birlikte
Minicik kanatlarıyla kıyamet gürültüsü çıkararak
Kırmızı kuyruklu uçurtmalar ipini koparmış
süzülüyor göğün hüznünde
Bir daha ellerime uğur böceği mi konar
Bir saçak yüreğim,kelimeler kar gibi yağmış üzerine
ve taşıyamıyor lapa lapa yağan karı o saçak
Suların ritmik damladığı o saçak ki
ne besteler yaptı su gibi akan kelimelerden
Elime dolanıyor,yer yatağında,teli saçının
Çöküyor yağmurlu bir gecede o saçak altında kalıyorum bembeyaz karın Kelimeler yorgan,yer bana yatak
Asfaltın üzerinde kayıyor eski model mustang
Ben şoför koltuğundayım,sense yanımdasın
Elin elimde başın omzumda
Saçların yanağımı okşuyor
Sağımızda buğday tarlası sarı,sıcak
Solumuzda uçsuz bucaksız masmavi bir deniz
Bir bataklığın içinde incecik boynunu bükmüş bir çiçek gibiydin seni bulduğumda
Yamacında bitmiş ve köklerine dolanmaya çalışan zararlı otlar
yüzüne hüznü kondurmuştu
Arada gökyüzüne bakıp yerini yadırgıyordu gözlerin
Seni bir bataklığın içinden koparıp sevgi saksıma ektim
Şimdi meyve verme vaktidir...
Gökyüzünü parçalanmış bulutların sardığı,
Yağmurun; yeryüzünü okşarcasına yağdığı,
Geçmişin bulutların arasında asılı kaldığı,
Gri günler vardır.
Kaç yaşında olduğunu,
Modası geçmiş tanrılar kıskanıyorlar bizi yeryüzünde
Bizi çekiştirip,insanlığa gıpta ediyorlar
Sen,gökyüzünde anlık yanıp sönen ışığı
Çakan şimşekler sanıyorsun ama değil
O anlık parıltı,patlayan flaşlar sevgili.
Tanrıların güçleri bile yenik düşmüş teknolojiye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!