bazen
elinde olmadan
ne işin vardı bu dünyada
diye hayıflanır
seçme şansının olmadığını düşünür
gereksizlikle karışık
kendini kambur olarak görür
anlamsızlık yüklersin yaşamına
bazı bulunmaz Hint kumaşı
kainatın olmazsa olmazı
dağları ben yarattım edalı
el üstünde tutulan
varlıkların en değerlisi
vazgeçilmezi
fasulye gibi nimetten sayarsın
özgeçmişini
bazen narsistlik başa beladır
kendini beğenme
hayranlık yarışında
olmayanı atfedersin
aklında, fikrinde
varsa, yoksa güzellik
eğlencesi, magazin düzeni
popülerliğiyle
hatta dünyanın merkezi sanarak
bazen
çocukluğun gelince aklına
haldır haldır
anıları karıştırmaya başlar
abaküsten hesap makinesi yapar
dimağını zorlar, sorar soruşturur
o yıllara dair ip ucu arar
iyi şeyler bulacağım diye çabalarsın
belki hüsrandır sonuç
bazen kesat
bazen kayıp yılların kimsesizliğinde
övünç kaynağı
avunacağın hazine bulursun geçmişinde
derken ilkokul çağları, arkadaşlıkların
hatıra defterinde kalan dostluklarıyla
ortaokul, lise, ilk gençlik yılları
idealleri
hayalleri
amaçları
aşkları
siyah- beyaz, sararmış
doğal fotoğrafları
saflıkları
umutlarıyla
zihnini kurcalar durur
bir bakmışsın
kirlenmişliğe bulaşmamış
bir Anadolu kasabasında taşralı
ya da metropolün göbeğinde
süslü, püslü, asortik
varoşunda, karmakarışık çelişkileri
inişli çıkışlı yaşamıyla biçimlenmiş
bir an önce hayata atılmak
üretime katılmak
ekonomik bağımsızlığı kazanmak
iş,aş ve eş öne çıkan talepleriyle
zihin karışıklığıyla harmanlanan düşüncede
elinin tersiyle itmek de
teslim olmak da
yazgıya razı olmak da
diretmek de var işin doğasında
yaşamın sıkışıklığı
harala gürele arasında
anlayamazsın büyüdüğünü
dekatların nasıl geçtiğini
dönüp bakınca, hayıflanırsın
aldığın yaşlara
film şeridi olur gözünün önünde
döner durur, imrenirsin yıllara
bir geri sarar, bir ileri
yorumlama yetisi çakılır
sırılsıklamlığına
sevdalarına
yaşayamadıklarına
bakakaldıklarına
anlamsızlıklarına yanarsın
insanoğlunun bitmeyen hırslarına
ne pahasına olursa olsun kıyımlara
hayal kırıklıklarına
nedensiz kayıplarına
yapamadıklarının tanıklığında
geriye kalana yetişmek için
tempoyu hızlandırsan da
geç kalmışsındır
yarım kalmışlıklarına
kaskatı kesilir duyguların
savunma mekanizmasıyla
toz kondurmazsın yalnızlıklarına
anlatamazsın
anlatamazsın kendini,
öncelikle kendine
aciz kalırsın
aylar birbirini kovalar
ve acımasızca geçer yıllar
sürecin nereye evrileceğini bilemeden
üstünkörü giden süreçte
gelir çatar günün birinde
yüzleşmen gerekenlerle
erteleyemezsin
deneyim kazandığını sanırsın
oysa yaşadığın
istesen de istemesen de
çoğu iradi müdahalede bulunamadığın
yaşamın dayattığı bilinçdışılığın
umuda uzak kalmışlığın
kendileyinciliğin toplamıdır
ve içinden çıkamazsın
8 Mayıs 2020
Kayıt Tarihi : 7.5.2021 13:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!