hırçın denizlere,
yüksek dağlara,
karanlıklara başkaldıran halklara,
ve ulaşılmaz olan sanadır özlemim...
Ağrı Dağı'na benzeyen gözlerin
Kağızman akşamı gülüşlerin,
Çorlu şehrinin saflığı, bakışlarındır
yıllardır unutamadığım...
hangi şehre, hangi kazaya gitsem
seneler haylaz çocuklara özenip kaçışırken
sen vazgeçemediğim
elimi ayağımı çekemediğim...
parasızlığım... yalnızlığım... şaşkınlığım...
yüksek dağların kartallarına şiirler yazdığımda
göklerede bir kaç dize yazıyorum
bayrak gibi, özgürlük gibi
dizelerimi esirgemem yoksullardan, işçilerden
hayattan umut kesenlerden...
girişirken kavgaya; it sürüleriyle
sayısız yenilirken, düşerken, kalkarken
sen terkedemediğim
vuramadığım, atamadığım, kıyamadığım...
sen fakirliğim, tatillerde iş arayışım
okullardan sürgün yiyişim
yutlardan atılışım...
Kızıltepe'ye benzeyen ellerin
Amed'i andıran yeminlerin
buğulu bir Marmara sabahı yürüyüşün;
yıllardır unutamadığım...
her okuduğum kitabın önsözüsün,
sonunu getiremediğim
dinlediğim türkülerin nakarat bölümü adın;
dilimden düşüremediğim...
sen bir başına kalmışlığım,
en çözümsüz sorum,
sen içimden atamadığım,
çocuk sevdiğim;
yıllardır unutamadığım...
Kayıt Tarihi : 10.2.2009 17:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ocak 2006

en çözümsüz sorum,
sen içimden atamadığım,
çocuk sevdiğim;............ne kadar güzel bir kalemsiniz ya..! okumak anlamak hiçde zor değil yüreğinizi...
TÜM YORUMLAR (2)