Oof, of
Yıllar yılı böyle yorgun bitkin
Hissetmemiştim kendimi
Soruyorum kendime
Ne oldu neden bitkinsin böyle
Cevap yok, mahzun bakışlar
Suskun kalıyor duygularım kendime
Düşlerim kırık hayallerim yitik
Umutsuzum yarınlarıma
Yaralı şahin gibi başım düşük
Söyle diyorum söyle
Nedir bu hal
Nasıl acılar yaşadın ki kırgınsın böyle hayata
Gözlerimin içi gülerdi tutkundum yaşamaya
Gönül alıcı huzur verici
Sözler dökülürdü dillerimden
Ezik kırgın kalbim kaldı sol yanımda
Son günlerimde
Yılların ezikliği kırgınlığı
Yıllarca suskun kaldı
Ha patladı patlayacak
Pişmanlıklarım değil yüreğimi acıtan
Kadersizliğim talihsizliğim
Özlemlerim umutsuzluklarım beni alt edip düşündüren
Sen koşarken
Ben ardında yorgun düşlerimle
Ardından bakar ağlardım
Yetişemezdim sana koşmaya gayretim olsa da
Çünkü imkânsızdı benim için
Bir mucize olmalıydı sana yetişmek
Kırmızı bir gül uzanırdı şefkatli ellerinden
Mahcubiyetimle gözyaşlarımı siler
Kanı çekilmiş kararmış damarlarım
Buruk duygularımla
Titreyen ellerimi uzatır
Ellerinden alırdım sevginin sembolü o kırmızı gülü
Daha çok sorguya çekip yormayın beni
Ben zaten dargınım kendimle
Alınırım belki iyi söz söyleseniz bana
Yalanlarla avutmaya çalışmayın beni
Bırakın beni,
Kalan ömrümü yaşamaya çalışayım acılarımla
Lime lime yıprandım nasıl tutunayım hayata
Tüm güzellikler mutluluklar sizin olsun
Bırakın bir kenara unutun beni
Neler söylerseniz söyleyin kulağım sizde olsa da
Aklım fikrim acılarımdan yana
Ne olur bırakın daha çok yormayın beni
Yürüdüğüm yollar keskin taşlarla dolu
Her insan gibi kendi hayatımın yükünü sırtlandım
Kimse kimsenin taşıdığı yükü
Çektiği acının yüreğinin yangınlığını bilmez
Hayatın ne kadar ağır yükleri varsa
Yüklendim kısa ömrüm yolunda
Kimseleri rahatsız etmeden
Hayata gözlerimi kapayıp
Gitmek istiyorum dünyadan
Ne eşime ne evlatlarıma
Ne bacıya ne gardaşa
Ne de konu komşuya
Ne de yakınlarıma
Yük olmak istemiyorum
Onlara rahatsızlık verme düşüncesi kahrediyor beni
Kolum kanadım kırık ne acılar çektim bir bilseniz
Gönlümde neler yaşattım neler
Ha bugün ha yarın diyerek
Boş umutlarla bu günlere geldim
Yüzüm gülse de aslında içerim yangın yeri
Ezelden peşime takılıp geliyor felaketim
İçim dışım kırık dökük, yurdum yuvam tarumar
Bundan sonra milyonlarım olsa da
Mutlu olup gülüp söylemeye çalışsam da
İşime gücüme yaramaz yorgunum çok yorgun
Kararlıyım kimselere söz söylememeye
Kimse bilmesin yüreğimde yanan közü
Kara topraklara benle gelsin derdim kederim
Ben gittikten sonra
Ardımdan kimselerim üzülüp gözyaşı dökmesin
Ahlarla vahlarla dizlerine vurmasınlar
Varlığımda yüzüme gülünmedikten sonra
Yaşamam gerekenleri yaşadım yaşıyorum
Paramparça olduysa da duygularım
Kimseye isyan edip, kızıp suçlamadım
Çok vicdansız insanlarla karşılaştım yine de yenilmedim
Hayatımı yaşantımı feda ettim sevdiklerimin uğruna
Ömrümü sevdiklerimin yoluna halı gibi serdim
Ömrümü boşu boşuna feda ettiğimi çok geç anladım
Sevdiklerimin mutluluğu için geleceği için
Bildiğim inandığım yolda mücadeleyle yaşadım
Ömrümü feda ettiklerim
Bu günden sonra beni anlamadılarsa ben ne edeyim
Vasıf’ım Sevgi sözü duyduğumda
Sıcak gözyaşlarım düşerdi yanaklarıma
Düşkünüm şimdi yataklarda
Dönemiyorum ah ah sağdan sola
Kurtlar musallat oldu bedenime tenime
Çaresiz umutsuz bekliyorum ölümü
Baharım hiç gelmeyecek kış kalacak duygularım
Kaybeden ben oldum felekle ticarette
Ömrüm merdivenlerinin son basamaklarındayım
Soldu solacak son kalan umut bağlarım
VASIF TEMEL ÇOBANOĞLU
04.06.2021 CUMA
Kayıt Tarihi : 30.6.2021 15:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!