yayla göğünün şimşir tarağı
çiseli doruk dalları
kavuştuk zifin gülleri
duduyalar doldu ciğerimize
alaz’a çöken baş ağrısı
kara duman hoş bulduk
Sol yanın göçtü göresten
ey gidi balahor köprüsü
yıkılıp gitme ne olur
yerim gözünün yağını
Veysel’siz kaldın maloba’m
göz yaşların kurudumu
oda nın metruk çeşmesi
hangi nasipsiz kırdı çanağını
kuş uçar kervan geçmez
kekik dağı kıranoba yaylası
ortası çimen bağlamış yayla yolunda
tekerlek izinden yürüdük yan yana
yüreğimizden havalanan kınalı keklikler
n’olur geri dönün
aramıza kalın bir bulut koymayacağım
alıp ta istama mezeresinden
ah şu benim söz dinletemediğim
kudümsüz gönlüm
çiğnenmiş bir çam sakızı misali
pabuıcumun altına çıkarıp ataydım seni
keza albenisi yoktu yayla evinin
kalındı duvarları, puştluk geçirmez
otobüs yapıp bindiğimiz
balya sandıklarında
gurbete taşıdık gençliğimizi
Şimdi ikimizde
uzak denizlerin alargasında demirledik
İpi yetmez derin sularına çapamızın
Kayıt Tarihi : 9.5.2012 13:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
yazdığı gibi metinde
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!