Yıllar öncesinden gelen bir çağrı...
Duyar da duymaz kulaklarım dünden de ilgisiz!
Zamanın zincirinde oyalanır bu densiz; bilgisiz!
Neden gitmez ki sol yanımdaki yakıcı ağrı?
Her seher vakti gelen sesler peygamber sesi gibi...
İşte bu üşüyen âlem bir gün seninle can bulacak;
İyi düşün artık yarının dünden de yakın olacak!
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Okuyani etkileme gücü yüksek, insani tefekküre sürüklüyor.
Harika bir siir okudum kaleminizden, yürekten kutluyorum.
10 puan** anto
Yüreğinize sağlık güzel akıcı bir şiir olmuş duygularınız mısralara dökülmüş anlam ve anlatımı güzel şiirinizi ve sizi canı gönülden kutlarım kaleminiz daim ilhamınız bol olsun saygı ve sevgilerimle
tebrikler üstadım.saygılarımla
Saygıdeğer Üstadım. Çok güzeldi. Sayfanızda hiç yanılmıyorum
Güzel olmuş
tebrikler ediyorum
Arif bey
muhabbetle
selamlıyorum.
Olur, çoğu zaman ilk gördüğünde yanılma,
Yakışır insana gözlerde tütüp anılma,
Unutma, her seferinde kırılmış oyuncak!
Korkuların bir ömrün sonunda biter ancak!
evet hayat korku ve ümit arasında yüreğine sağlık kutlarım muhabbetle
Derin anlamlı etkili ustaca yazılmış güzel şiirinizi,güçlü kaleminizi tebrik ederim Üstadım,yüreğinizin sağlığı,saygınlığı daim olsun,saygılarımla,
*& Yıllar Öncesinden Gelen Bir Çağrı! &*
Yıllar öncesinden gelen bir çağrı...
Duyar da duymaz kulaklarım dünden de ilgisiz!
Zamanın zincirinde oyalanır bu densiz; bilgisiz!
Neden gitmez ki sol yanımdaki yakıcı ağrı?
Her seher vakti gelen sesler peygamber sesi gibi...
İşte bu üşüyen âlem bir gün seninle can bulacak;
İyi düşün artık yarının dünden de yakın olacak!
Şaşırdım; durmuyor şu önümdeki salıncak!
Nasıl kurulmuş böyle bu ucube oyuncak!
Aniden bir çağrı yakar ateşteki bağrı!
“Gel ne olursan ol, yine gel; tövbeni bozsan da gel!
Yeter ki bir defa açılsın bu kirlenen el! ”
Bir ateş düşerse gönle Mevlana gibi...
Niye zor gelsin ki helallerle yaşamak;
Bu yolda yükselerek gider her basamak!
Niçin her duruşunda gözlerin geriye kayar?
Bunda da erken mi bozuldu verdiğin ayar?
Biriken dertlerim olmuşsa ateşten bir yumak;
Olmadı; olamazdı; zalimden medet ummak!
Olsun da ömürde bir kez kirlerden arınmak!
Eğer dilinde kalırsa üç beş kelime,
Yalnız birisi olsun candan gülümseme...
her ne olursan yine gel demiyormu mevlana yüreğinize sağlık üstadım şir tadında bir şir okudum yazan yüreğiniz var olsun
çok güzeldi....tebrikler...teşekkürler.....
Korkuların bir ömrün sonunda biter ancak!
işte bu mısra bu şiiri çok güzel özetlemiş.. yüreğinize sağlık..
Bu şiir ile ilgili 39 tane yorum bulunmakta