Yıllar Öncesinden Gelen Bir Çağrı! Şiiri ...

Mevlana'dan bir çağrının eşliğinde ironik bir dille yazılan göndermeleri güçlü olan şiirinizi ve sizi kutlarım Arif Bey.... Saygılarımla......

Yıllar öncesinde verilen sözleri unutup düşmüşsek de gaflete, çağrıya kulak verdiğimiz an kurtuluşa yollar açılacaktır yine de...

Yüreğinize, kaleminize sağlık Arif Tatar, kutluyorum.

Biriken dertlerim olmuşsa ateşten bir yumak;
Olmadı; olamazdı; zalimden medet ummak!
Olsun da ömürde bir kez kirlerden arınmak!
Eğer dilinde kalırsa üç beş kelime,
Yalnız birisi olsun candan gülümseme...

İçimden:

' Ne esirin tahtına taç olayım
Ne de muhtacına muhtaç olayım
Muhtacına muhtaç etme beni Ya RAB...
Muhtaç isem sana muhtaç olayım'

Dizeleri dökülüyor dilimden şu an kimin olduğunu anımsaymadığım...

Çok ulvi duygularla bezeli, özenli bir kalemden çıkmış bir şiir. Kutluyorum içtenlikle Arif Bey... NİCELERİNE DEĞERLİ DOST...

Şaşırdım; durmuyor şu önümdeki salıncak!
Nasıl kurulmuş böyle bu ucube oyuncak!
Aniden bir çağrı yakar ateşteki bağrı!
“Gel ne olursan ol, yine gel; tövbeni bozsan da gel!
Yeter ki bir defa açılsın bu kirlenen el! ”
Bir ateş düşerse gönle Mevlana gibi...
---Kutlarım hocam sizi ve şiirinizi saygılarıla

Duygu yüklü,anlamlı mesajlar veren bir çalışma kutluyorum efendim.Saygımla

MANÂ YÜKLÜ,
DERS ALINICI,
TEMASI MUHTEŞEM ŞİİRİNİ,
VE SENİ KUTLUYORUM GARDAŞ.
SELÂM VE SEVGİLERİMLE.
N.O.

Mesajı Sil

UMUTSUZLUK SATANLARA İNAT UMUDUNA YASLANAN OZANIMA SLAM OLSUN LİNE SAĞLIK ÜSTADIM SEVGİLERİLE

Yıllar öncesinden gelen bir çağrı...
Duyar da duymaz kulaklarım dünden de ilgisiz!
Zamanın zincirinde oyalanır bu densiz; bilgisiz!
Neden gitmez ki sol yanımdaki yakıcı ağrı?
Her seher vakti gelen sesler peygamber sesi gibi...
İşte bu üşüyen âlem bir gün seninle can bulacak;
İyi düşün artık yarının dünden de yakın olacak!
...
Okuyucu ile barışık zihnin kıvrımlarına nüfüz eden anlamlı dizeler.. tebrikler Üstad.. Selam ve saygılarımla.

*& Yıllar Öncesinden Gelen Bir Çağrı! &*
Yıllar öncesinden gelen bir çağrı...
Duyar da duymaz kulaklarım dünden de ilgisiz!
Zamanın zincirinde oyalanır bu densiz; bilgisiz!
Neden gitmez ki sol yanımdaki yakıcı ağrı?
Her seher vakti gelen sesler peygamber sesi gibi...
İşte bu üşüyen âlem bir gün seninle can bulacak;
İyi düşün artık yarının dünden de yakın olacak!

Şaşırdım; durmuyor şu önümdeki salıncak!
Nasıl kurulmuş böyle bu ucube oyuncak!
Aniden bir çağrı yakar ateşteki bağrı!
“Gel ne olursan ol, yine gel; tövbeni bozsan da gel!
Yeter ki bir defa açılsın bu kirlenen el! ”
Bir ateş düşerse gönle Mevlana gibi...

Niye zor gelsin ki helallerle yaşamak;
Bu yolda yükselerek gider her basamak!
Niçin her duruşunda gözlerin geriye kayar?
Bunda da erken mi bozuldu verdiğin ayar?

Biriken dertlerim olmuşsa ateşten bir yumak;
Olmadı; olamazdı; zalimden medet ummak!
Olsun da ömürde bir kez kirlerden arınmak!
Eğer dilinde kalırsa üç beş kelime,
Yalnız birisi olsun candan gülümseme...

Olur, çoğu zaman ilk gördüğünde yanılma,
Yakışır insana gözlerde tütüp anılma,
Unutma, her seferinde kırılmış oyuncak!
Korkuların bir ömrün sonunda biter ancak!

(22.10.2010 24:00-Malatya)


Arif Tatar

Degerli hocam bu güzel eserinizi, Güldeste'lerle paylasmaktan onur duyuyorum, yüreginize selam olsun, ilhaminiz bol olsun...Tebrikler...

Arif bey bu güzel dizeler için kutluyor ve teşekkür ediyorum ANT+10 saygılar