Ateşli ve kanlar içinde ararım kaderimi; yeşil çayır ve serin rüzgar bana kafi gelmez,
Fırtınalar,dalgalı denizler lazım bana;mavi ve açık gökyüzü bana gelmez,
Nice tarih geçmiş o az,serin,pak yıllardan,
O hiç mutsuz zamanlardan,
Öyle deme bre en mutlu yıllarda mutsuzlar olur,kendisini idam eder,
En mutsuz görülen yıllarda koca çınarlar selviler yükselir, gider,
O pak, neşe dolu ,hem gam dolu nefes,
Bir o kadar umutlu, hürriyet dolu kafes,
Cereyan ediyor,cereyan doluyor, cereyan seriyor,
Bir kıvılcımla ormanlar veya bir hayat gidiyor,
Parmaklar silah mı tutar yoksa gül mü,kitap mı?
Sanatçılar siz misiniz?Hey. O kepaze sahnelerin sahibi siz misiniz?
Yoksa sanatçı, medeniyetler inşa edenler veya inkıllaplar yapan mı?
Ak kara göründü,kara ak. Bak, kara göründü!
Yoksa uçurum mu?
Sensiz geceler,sensiz gündüzler,Şair gündüzü bilir misin?
Bilmem nedir?
Sensiz günler,güneşsiz günler:Unutulmuşdun sen. İntikam seri,
Ey nazlı yâr!Sana yönelmek, bana bahar,
İşte gündüz,buldun mu gündüzü;naklet,
Ateşler içi ,gül bahçesi,seyret,
Asıl kan ,kırmızı güller,
Seni beklerken nasıl geçer günler...
Seni beklemek ateşten gömlek,seni beklemek binlerce güneşler,
Seni bilen Seni,ana karnında bilir,ister,
Kendini bilmeyen hiç olur gider,
Seni bilen Seni musallayı bekler...
Osmân-ı Pârende
Kayıt Tarihi : 24.11.2021 12:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

---
?? “Ateşli ve kanlar içinde ararım kaderimi; yeşil çayır ve serin rüzgar bana kafi gelmez…”
Şair burada sükuneti, huzuru değil; mücadeleyi, tutkulu ve sancılı bir yaşamı arzuluyor. Doğanın huzur veren öğeleri "yeşil çayır", "serin rüzgar", "mavi gökyüzü" bile ona yetmiyor. Şairin kader anlayışı pasif değil, aktif bir kavga ve meydan okuma hali.
---
?? “Fırtınalar, dalgalı denizler lazım bana…”
Hayat, dinginliğiyle değil çalkantısıyla anlamlı. Zihinsel bir fırtına istiyor şair; içinde bulunduğu durgunluk onu boğuyor. Belki de, hareketsizlik ve huzur ona ölü toprağı gibi geliyor.
---
??? “Nice tarih geçmiş o az, serin, pak yıllardan…”
Şair burada nostaljik bir bakışla geçmişi anıyor. Ancak bu geçmiş sadece mutlu anlar değil; şair, tarihin içinde hem mutluluğu hem de mutsuzluğu gören bir bakışla geçmişi sorguluyor.
---
?? “En mutlu yıllarda mutsuzlar olur… En mutsuz görülen yıllarda koca çınarlar yükselir…”
Duygusal karşıtlıkların derinliğinde bir bilgelik var. Mutluluğun ve mutsuzluğun mutlak olmadığını, kişisel tarih ve duyguların toplumun genel tablosuyla her zaman örtüşmediğini gösteriyor.
---
??? “Bir kıvılcımla ormanlar veya bir hayat gidiyor…”
Hayatın kırılganlığını, kaderin ve olayların ani değişimini vurguluyor. Bazen tek bir an, tüm hayatı değiştirebilir.
---
?????? “Parmaklar silah mı tutar, yoksa gül mü, kitap mı?”
Şair burada insanlığın seçimlerini sorguluyor: Yıkmak mı, güzelleştirmek mi, yoksa öğrenmek mi? Bu üç sembol (silah, gül, kitap) insanlığın üç farklı yönünü simgeliyor: şiddet, sevgi, bilgi.
---
?? “Sanatçılar siz misiniz? Hey. O kepaze sahnelerin sahibi siz misiniz?”
Burada sanatı yozlaştıranlara, sanatın yüzeyselleşmesine ve sahte kahramanlara eleştiri yöneltiliyor. Gerçek sanatın yüceltici, kurucu, devrimci gücüne vurgu yapılıyor.
---
?? “Ak kara göründü, kara ak…”
Hakikatin bulanıklaştığı, iyinin kötüyle, doğrunun yanlışla karıştığı bir dönem eleştirisi. Bu dizeler aynı zamanda bir çağın çöküşüne dair işaret de taşıyor.
---
?? “Şair gündüzü bilir misin?” / “Sensiz günler, güneşsiz günler”
Gündüz, burada sadece gün ışığı değil. Aynı zamanda aydınlık, umut ve “Sen”in varlığıyla anlamlı hale gelen bir metafor. “Sen” hem bir sevgili hem de belki hakikat, vatan, idealler ya da Tanrı’dır.
---
???? “Asıl kan, kırmızı güller” / “Seni beklemek ateşten gömlek…”
Aşkın, sevginin ya da “Sen”in uğruna çekilen çilenin hem güzel hem yakıcı olduğu dile getiriliyor. "Ateşten gömlek" imgesi, tutkunun ve acının birleşimini verir.
---
??? “Seni bilen Seni musallayı bekler…”
Bu son dize, şiirin doruk noktası. “Seni bilen”, “Sen”in yani aşkın, hakikatin ya da mutlak olanın farkında olan kişi, ölümle yüzleşmeye hazırdır. Burada mistik bir boyut da sezilir: Varlığın sonu, “Sen”le buluşmak içindir.
---
?? Genel Temalar:
Tutku ve Arayış: Şair, sıradan bir hayatla yetinmiyor. Mücadele, ateş, fırtına istiyor.
Zıtlıklar: Mutlu/mutsuz, ak/kara, silah/gül, huzur/fırtına. Her şeyin iki yüzü var.
Sanat ve Ahlak: Sahte sanatçılar, yoz sahneler eleştiriliyor.
“Sen” Figürü: Şiirin merkezinde yer alan, hem mistik hem dünyevi bir varlık. Sevgili olabilir ama aynı zamanda hakikat, adalet, Tanrı ya da yitirilen bir anlam da olabilir.
Zaman, Tarih, Kader: Hem geçmişle hem gelecek korkusuyla hesaplaşan bir bakış.
---
Dilersen bu şiirden ilham alarak benzer bir şiir yazabiliriz ya da bu şiiri afiş/illüstrasyon haline de getirebiliriz.
TÜM YORUMLAR (1)