Gün yirmi dört saat ay otuz gündür,
Üç yüz altmış beş gün çileni doldur,
Mamur semerini sırtımdan indir,
Ayıbın takvime sığar mı yıllar,
Gözümü açtım ki babam fukara,
Seksen yıl bitmemiş açtığın yara,
Kim medet eyleye yaramı sara,
Ayıbın takvime sığar mı yıllar.
Hep arayıp durdum ekmek,aş,öğün,
Fakirin çilesi zengine düğün,
Bize telkinlerin hep şükür deyin,
Ayıbın takvime sığar mı yıllar.
Dedemi kırkında kabire koydun,
Onun babasının gözünü oydun,,
Mutlu musun şimdi gözlerin aydın,
Ayıbın takvime sığar mı yıllar.
Günler acı, meşakkatle yoğurdu,
Garip anam samanlıkta doğurdu,
Yokluk bizi gurbet ele savurdu,
Ayıbın takvime sığar mı yıllar.
İlhami der işte avaller,haller,
Birer parmak ağıza çaldığın ballar,
Affetmez ömrünü çaldığın kullar,
Ayıbın takvime sığar mı yıllar.
............................Gökten sana altın yağa mı yıllar.
İlhami ArslantaşKayıt Tarihi : 1.5.2005 17:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)