Yıllar Şiiri - Şaban Akdoğan

Yıllar ah yıllar!
Yetişemediğim,bir turlu kavuşamadığım yıllar.
Bir yetişebilsem var'ya size ne yapacağımı biliyorum.
Ama ne yazık ki mümkün olmuyor size yetişmem.
Hesabini soracam sizden, beni niye arkanızdan bu kadar sürüklediğinizi. Niye benden vaz geçmediğinizin,bensiz niye gitmediğinizi soracam hesabını,ama yetişemiyorum size.

Siz beni sürüklüyorsunuz hep.
Siz beni sürüklüyorsunuz gençliğimi geride bırakıyorsunuz,adaletsizlik değil mi bu yaptığınız?

Ben gençliğimi seviyordum beni niye ayırdınız ondan?

Ne hakla yaptınız bunu sizi şikayet ede cem.

Önce benden aldığınız yıllarımın hesabini vereceksiniz.

Gençliğimi geri getireceksiniz bana. Ben onsuz gelmem artık sizinle.

Bensiz gidin hadin beni beklemeyin boşuna! !
Gafil avlandım fark etmedim hainliğinizi.

Hep benden çaldınız,peşinizden koşturdunuz.

Gençliğimi çaldınız,gizlice,çaktırmadan sessizce.

Oyaladınız beni uyutunuz sonradan gençliğimi alıp gittiniz

Gençliğimi alıp bana ihtiyarlığı verdiniz aah yıllar hain yıllar.

Başıma bıraktınız bu ihtiyarlığı, nasıl başa çıkacağım bu ihtiyarlıkla?

Kime devir edebilirim bu ihtiyarlığı?

İhtiyarlığı isteyen yok.

Herkes kaçıyor bu ihtiyarlıktan.

Başıma bıraktınız sizi hain yıllar.

Yapıştı yakama bırakmıyor beni.

Beni ölüme götüreceğini söylüyor bu ihtiyarlık.

Siz bana böyle dememiştiniz sizi hain yıllar.

Gelin geri gelin,alin bu ihtiyarlığınızı,sizin olsun bana gençliğimi geri verin.

Üzerimden alin bunu,bu bende iken,herkes benden kaçıyor.

Her şey benden gizleniyor.

Her şeyi en son ben duyuyorum,hiç bir şeyi güya bilmiyorum,geri kafalı oluyorum.

Babalar en son dedeler hiç duymaz olmuş.

Zalim,hain yıllar, gelin hadi gelin, alin bu başıma musallat ettiğiniz ihtiyarlığınızı alin.

Sizden bir şey istemiyorum.

Yeter ki başımdan alin bu ihtiyarlığı.
Siz her halde beni beni tanımadınız.

Ben var ya ben oyum o.

Hani yakışkli boylu birazda forslu kara saçlı işte ben oyum.

Hani her kesin beğendiği,gelip akil danıştığı,herkesin işini gördüğü,ben oyum o,siz beni tanımadınız mi hala?

Hayret ediyorum size,siz beni nasıl tanımıyorsunuz.

Ben sizde doğmuştum.

Hani çocuktum.

Büyüdüm delikanlı oldum.

Sonra olgunlaştım herkes beni çok beğeniyordu ben oyum iste o.

Bana niye inanmıyorsunuz? ben yalan söylemem, inanın bana o benim ben.

Hani sözüne güvenilen,kendisine itibar edilen,kafası çalışan o benim ben niye beni anlamıyorsunuz?

Bakin, alin bu ihtiyarlığı başımdan,beni tanıyacaksınız,göreceksiniz ki ben oyum.

Alırsanız ihtiyarlığı,gençliğim ortaya çıkacak değil mi?

Duruyor değil mi gençliğim sizde? siz onu ihtiyarlıkla örtünüz, biliyorum sizi gidi yıllar,hain yıllar.

Dost göründünüz düşmanlık yaptınız bana.

Gençliğimi alıp ihtiyarlığı bana bıraktınız.
Güvenmem bir daha size kanmam da.

Kandıramazsınız beni bir daha. Gerçek yüzünüzü gördüm ben.