Yılkı Atı, Bir Hikâye Bir Şiir

Nebi Ünler
1703

ŞİİR


24

TAKİPÇİ

Yılkı Atı, Bir Hikâye Bir Şiir

YILKI ATI, BİR HİKÂYE, BİR ŞİİR

1970-1972 Yıllarıydı…

Her sene yazın gittiğimiz, Çadırçukuru yaylamız da akşama doğru meydana 5 mi 7 mi hatırlayamadığım yularsız, eğersiz atlar girmiş, arkasından da 6-7 yetişkin insan ellerinde sopalar, iplerle peşlerinden gelmişlerdi… 3-5 büyüğümüz de onlara katılmış, meydanı çembere almışlardı… Boz renkli eski şapkalı, en kısa boyluları olan, (Sarı Mustafa’ydı galiba adı…) doru yılkı… doru yılkı’yı yakalayın diye bağırıyordu… Allah Allah!.. doru bir renkti ama yılkı neydi? Baba doru yılkı ne demek dedim… Babam “Oğlum atları serbest bırakırlar, vahşileşir, yabanileşir uzun süre dağlarda gezerse… O atlara Yılkı atı derler…” demişti…

Hatırlıyorum çocuklar kaçın atların önünden diye bağırışmışlar biz insan çemberinin dışına kovalanmıştık… Güç bela önce diğerlerinden ayırmışlardı doru yılkıyı… Sonra da ipleri kement gibi fırlatarak güç bela yakalamışlardı doru yılkıyı… Sarışın kızıl sakallı uzun boylu adını hatırlayamadığım adam, atın sahibine dönüp, küfürler savururken “bir daha yılkıya bırakırsan senin Allah belanı versin… Ulan şerefsiz biz bu kadar eziyet çekmeye müstahakmıyız?..” diyerek beddualar okuyor, çektiği sigaradan mı bilmem sık sık öksürüyordu.

Neden mi aklıma geldi bu eski, silik hatıram? Bacım dediğim, şiir dostu dediğim birinin şiirinde “müstahak” ve “yılkı atı” geçtiği için sadece o iki kelimeyi kullanmamdan dolayı şiir hırsızlığı ile suçlandığım da aklıma geliverdi işte…
Nazik bir dille uyardım ve çıkarıverdim şiir dünyamdan… Yolu açık olsun… Benim için bir ölü ve yok hükmündedir gayrı…

YILKI ATI

Sarı adam; küfürler savuruyordu
“ Biz bu eziyete müstahakmıyız?” derken…
“Bir daha yılkı ya bırakırsan gebertirim” diye bağırıyordu
Bir yandan öksürüp, bir yandan küfür ederken…

Doru Yılkı da o çifteler, o şahlanışlar neydi öyle,
On’dan fazla adam kan ter içinde kalmışlardı…
Baba çalmazlar mı, hiç kurtlar yemez mi? Söyle,
Demişti; “Allaha emanet diyerek salmışlardı.”

Bir daha el âlemin şiirine yorum yazarsam,
Müstahakım, çok haklıdır diyeceğim, kendime…
Şaşırıp ta ukalaca, ben şairim diye, azarsam,
Dolanayım hadsizlerin, acımasız kemendine.

Bilmem halâ oralar da yine yılkı atları var mı?
İştahlarını kabartırlar mı hırsızların, haydutların?
Yılgın Yağmur sorma, İki kelimeye şiir sığar mı?
Sofrasına uzak dur, kendini bilmez, aç kurtların.

Dedeoğlu Aşiyan, 08.01.18 – 20.28 Y.Y.

Nebi Ünler
Kayıt Tarihi : 8.1.2018 20:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bilmem halâ oralar da yine yılkı atları var mı? İştahlarını kabartırlar mı hırsızların, haydutların? Yılgın Yağmur sorma, İki kelimeye şiir sığar mı? Sofrasına uzak dur, kendini bilmez, aç kurtların. Dedeoğlu Aşiyan, 08.01.18 – 20.28 Y.Y.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!