Yılgın Yağmur Erdoğmuş Yolunda

YILGIN YAĞMUR ERDOĞMUŞ YOLUNDA

Aniden esiyor işte
Biniyorum
Şahlanıyor Gümüş Anka
Eski Dayınlar’da
Erdoğmuş yolundayım
Sağım solum bağ, bahçe
Dayınlar Mezarlığının ortasındayım
Nazlı nazlı şırıldıyor çeşme
Bir Fatiha okumaktayım.

Ay dolunay
Gündüz gibi parlak her yer
Belli belirsiz Yıldızların çoğu
Aha orda bir parlak yıldız
Selamıma bir selam ver
Diyor gibi geliyor bana
Gülümsüyorum
Kendime, gökyüzündeki dolunaya,
Yıldızlara, ağaçlara, taşlara… gülümsüyor
Gölgem…
Gümüş ankam gülümsüyor
Gülümsüyor mezar taşları…
Ulan yalnızlığım, bayılıyorum sana.

Merhaba Dolunay
Merhaba yıldızlar
Merhaba Gümüş Ankam
Merhaba çocukluğum, gençliğim, ihtiyarlığım
Pişmanlıklarım, keşkelerim merhaba…
Fısıldıyorum taşlara, sessiz hıçkırıklara
Sesleniyorum avazımı yüreğime tutsak ederek
Avaz avaz ulaşamıyorum uzaklara
Merhaba iki ayağım, iki eklim, iki göz, iki kulağım
Vakti geldiğinde bende karışacağım
Şu uçuşan tozlara
Farkında değilim sönüp düşen
Bu kaçıncı sigaram.

Teybimde Gülay
“Cesaretin Var mı Aşka” yı söylüyor
Kiremitli tepesinden bakıyorum Gediz’e
Ey Mezar taşları… herkes bir gün ölüyor!

Allahım ne güzel yaratmışsın bizleri
Hamdolsun ki insanız…
Hak etmesek de halifeliğini, verdiklerini
Aklımızla, fikrimizle, en aşikâr lisanız
Dünya’nın kara’sı, denizi, hava’sı yetmez gibi
Uzayında bile bulunuyor imzamız.

Lütfunu ihsan eyle
Merhameti, rahmeti bol Allahım
Gönlümüze AŞK’ını mesken eyle
Sana layık kul olalım Allahım.

Çocuklarım evde sağ salim
Varlığı, yokluğu insanı düşünüyorum
Ey her şeyin sebebi, yaratanı… malumdur halim
Ya layık olamıyorsam diye üzülüyorum.

Yılgın Yağmur Erdoğmuş yolunda
Eski Dayınlar’da Gümüş Ankam
Ay dolunay
Parlıyor yıldızlar
Kulağım çınlamıyor
Unutmuşum hatıraları
Unutulmuşum
Unutulmuşum biliyorum
Allahım… Allahım… Allahım…
Adanasız, Yılgın Yağmur
Kulun olabilsin…
Sadece bunu diliyorum.

Adanasız, 28.07.10 Yılgın Yağmur