Yıldızları Yakıyoruz Bu Gece

Serin bir köy gecesi,
Mevsim ılık bir yaz
Zaman hayli ilerlemiş
Ay dolunay
Ay süzülüyor bulutlar arasından
Alacakaranlıkta ateş böceği ışıltısı
Cümle yaban alem işbaşı yapmış
Kimi av peşinde, pusuya yatmış
Kimi avlanıyor ava giderken
Yaz konseri veriyor ağustos böcekleri
Kurbağa Gölü’nde kurbağalar sevişiyor
Vırak vırak çığlıkları ortalığı yıkıyor
Köpekler gece nöbetine yatmış
Ara sıra havlama sesleri geliyor
Erik ağacının dalları yerlere sarkmış
Yaz meltemi titretiyor yapraklarını
Biz ise, armut ağacının misafirleriyiz
Uzanmışız kurumuş çimenlerin üstüne
Sımsıkı sarılmışız birbirimize
Yürek atışımız vuruyor yüreğimize
Tabiatın kokusunu çekiyoruz içimize
Tabiat çam kokuyor, toprak kokuyor
Toprak, ekmek ve gül kokuyor
Gözlerimiz dalıyor gökyüzüne
Hayranlıkla bakıyoruz yıldızlara
Mum yerine yıldızları yakıyoruz
Bir yıldız kayıyor, yıldızlar arasından
Tüm galaksiler bize ışıldıyor bu gece
Gecenin güzelliğiyle mest oluyoruz
Sevdamızı içimize çekiyoruz
Serçelerin dilini koparmak yok buralarda
Buralarda her dilde şarkılar söylenir
Ne tiranın hükmü geçer
Ne yobazın kelamı dinlenir
Kötülüğü, Çoruh’un seline verdik
Kürdevan’ın eteklerine güzellikleri
Karçal’ın yeliyle savurduk kederimizi
Ah bu gece, ne güzel gecedir
Şimdi şafak söküyor
Gece bir ırmak gibi
Sabaha doğru akıp gidiyor
Aşkımız dalga dalga
Yüreğimizin sahiline vuruyor
Sevda kokusu sinmiş içimize
Tatlı bir rüzgâr gibi esip geçiyor
Yeniden sarılıyoruz birbirimize

Güner Demirci / 01.08.2022