Yıldızlara Tutunmak Şiiri - Umut Ülbegi

Umut Ülbegi
288

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Yıldızlara Tutunmak

İçimden kopup gelen bir korkuydu sana aşık olmak. Dalgalarına kapılıp sürüklenmek bir sal gibi ufka doğru. Bu yüzden gecelere gizlerdim gözlerinin eşsiz ışıltısını. Geceleri dizelere gizlerdim sonra.

Saçlarından yola çıkardım sessizce. Uzun ve yorucu bir yolculuk olurdu parmaklarıma. Yumuşak dokunuşlarda alevlenirdi dudakların.

Dudakların İzmir.
Dudakların İstanbul.
Dudakların içimi ısıtan bir masaldı annemden dinlediğim.

Bütün bir gün seni seyredebilirdim. Gözlerin gözlerimde yankılanırdı. Gözlerim sessiz çığlıklarla gözbebeklerine koşardı. Kaybolurdum. Her defasında çekip çıkarırdın beni acının derinleştirdiği dipsiz kuyulardan.

Beni “SENİNleştirirdin”.

Dudakların ateş, dudakların volkan gibi yakardı. Ruhum yükselmek isterken ölüme, her defasında beni çeker alırdın.

Dudakların alırdı beni, gözlerin alırdı.
Benliğim olurdun.
Yüreğim olurdun.

Gökyüzünden bir parçaydın sen. En güzel maviden kesip almıştım seni. O günden beri sonsuzmuş gibi meydan okuyup her kıyamete dilek yerine seni tutmuştum yıldız geçişlerinde. Her seni dilediğimde daha çok senin olmuştum.
Uzaklardan, nehirlerden bir şarkı mırıldanıyor yalnızlık…

“Soğuk gecelerden biri
Soğuk ve sensizlik dolu
Saçların, ellerin yok yanımda
Sensiz ölüm gibiyim…”

Yalnızlık sesini yükseltiyor. Gözlerinin dokunduğu her yer acıyor. Biliyorsun sensin silemediğim aklımın en uzak köşelerinden. Sen gittin ve mutluluk ta kalktı tedavülden.

- İçimde öldüğün günden beri -
Geceler uzun.
Geceler, sonsuz düşler.
Ayrılan ve bir daha hiç birleşmeyen eller.
Bir gece küçük bir hikayeyle biten ölümsüz sandığımız sevişmeler.
Gecelerden biri,
Bir son daha istiyor Tanrılar uzaklardan.
Bir son daha.
Kurban aranıyor sonsuzluğa…
Gökyüzünden bir yıldız kayıyor,
Dere kıyısındaki taşlar parıldıyor.
Ve her gece bir yıldız,
Bir ayrılık
Bir yıldız,
Bir ayrılık…

Ayrılık sardı bulutlardaki aksimi.
Kaçamadım sensizliğimden bu son dansın olsun bensiz
ve bu son şarkım olsun sensiz…

Son şarkı hiçbir zaman olmadı. Yalnız kalplerin, sınırsız düşlerine son mu dayanır? Ölümden uzak oldukça, lanetlenmedikçe insan, kalbi taştan yaratılmamışsa kaç uzun yolculukta, yüreğinde bekleyenin heyecanını taşımadan yaşayabilir. Yaşayamadım.

Soğuk bir geceydi.
Kendimle başbaşaydım.
Dalgalar kumları bir sarıp bir bırakıyordu
Kumlar her ayrılıkta sırılsıklam, ağlamaklı.
Ben yıldızları izliyordum.
Seneler öncesinde bir yıldız seçmiştim gökyüzünden. Benim için gecenin en gizemli, en güzel noktasıydı o. Yalnızdı. Bir köşeye atılmış gibi durmanın ne demek olduğunu bilirdim. Fikrimce o da iyi biliyordu. Kendince salınıyordu gecede. Şefkatli bir kadın gibiydi. Onunla konuşmayı seviyordum.

Yapayalnız olsa da ışığını taşıyordu güneşin ve kimsenin umrunda olmasa da cömertçe dağıtıyordu etrafına. Birbirimize benziyorduk. Eski bir dostumun cümleleri kulaklarımda çınlardı her konuşmamızda.

-Hiç istemediğin zamanlarda yalnızlığına yalnızlık katıldığında, aklın yeni sorularına eski cevaplar verirken, sakın vazgeçme içinde taşıdığın taze ve sonsuzmuş gibi hissettiğin ümitlerinden.
Hiç beklemediğin bir anda hayallerin gerçek oluverir.
Ve hiç beklemediğin bir anda sen yeniden sen oluverirsin.

Soğuk bir geceydi. Yıldızım ve ben gecenin en derin ve en sessiz noktasında beraberdik. Birden ürperdim. Denizden esen rüzgar eşine rastlamadığım büyülü bir koku taşıyordu. Rüzgarla gelen sendin.

Kapıyı çaldın küçük ellerinle yavaş yavaş. Hemen içeriye aldım seni. Üşümüştün, susamıştım. Yüzünde sonsuz gizemler taşıyordun. Soğuktan titreyen dudakların açılıp kapandıkça içim gidiyordu. Büyülenmiştim. Gözümün önünde hıçkıra hıçkıra ağladım. Damlalar ellerimdeydi, dudakların dudaklarımda. Anlamıştım seni.

Aynadaki aksim gibiydin. Gerçek sevgiye, seni geceden çekip çıkaracak aynada göreceğin mutlu yüze muhtaçtın.

Rüzgarla gelen sendin. Özleminin rüzgarı uçurmuştu bacaklarını kapıma dek. Seni saracak bir vücut, üstünde ağlayabileceğin bir omuz, bir gerçek sevgiliydi özlemin. Bu yüzden üşüyordun. Bu yüzden titriyordun. Sana sımsıkı sarıldım. Daha sıkı. Daha sıkı. Tüm vücudunu sardığımı hissettiğim an bıraktım seni. Gecenin karanlığında sonsuzluğa yuvarlandık.

Sen ve ben yapayalnız, herkesle. Gökyüzünde iki ay vardı bizim için, on yıldız. Tören vardı bulutlarda. Açıldı tüm kapılar. Kapılar dalgakıran, rüzgarkesen.
Kapılar ardında sen, ben.
Sen ve Ben
Aşk ve Gece
Ben ve Sen
Sevişmeler rüzgarkesen

Başımı kaldırıp gökyüzüne baktığımda yıldızım beni son kez selamladı. Bu bir sıcak öpücük gibiydi sanki. Kendince salındı gecede ve denize doğru bıraktı ellerini. Gözlerim ona takılmışken fısıldadı.
“Bana ihtiyacın yok artık. Senin olana iyi bak..”

Ve yitip gitti karanlığın denizle birleştiği yerde. Nice yeni hayatlar yaratan aşklara doğru kayıp giden bir yıldız,
Bir aydınlık
Bir yıldız,
Bir aydınlık.

Umut Ülbegi
Kayıt Tarihi : 10.3.2003 22:29:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Nevin Kalafatoglu
    Nevin Kalafatoglu

    Sair sin Sair sin Sair sin
    acıların seni beslıyor,mutlulukları acıya ceviren sair sin
    cok cok cok guzel tebrikler...
    mutlu ol :)

    Cevap Yaz
  • Tülin Şen Altınlı
    Tülin Şen Altınlı

    'Güzel' sözü sönük kalacak.. Gerçekten mükemmel!.. Kalemine ve yüreğine sağlık!..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Umut Ülbegi