yeşil gözlü bir adam
güneşi sığdırmış yüreğine
avuçlarında bahar
tuttu ellerinden
öptü bir yıldızın parıltısını
dudakları sabah serinliği
Bıraktım ellerini
içim dışım ayrılık şimdi
Kendimi gömdüğüm kederin
şiirler atıyorum üstüne
kapanmıyor sensizlik
Ne kalabalıklar dolduruyorum yokluğuna
bir dostum var
ıssız bir orman taşır gözlerinde
siz bilmezsiniz
baharın adı yeşildir
süzülür kirpiklerinden ince ince
dön güneş öpsün yüzünden
aç koynuna girsin aydınlık
bahar gibi kucakla bütün mevsimleri
martılara el salla
çek hayatı içine içine
çünkü yaşamak çok güzel....
Eylül'lerde büyüyen, uçurumlardan düşüyorum
kentlerden birine...
Demlenmiş acı renginde, yağıyor hüzün.
Elimde tarihin karanlık bir sayfası,
postal sesleri kırıyor kaldırımları...
Devrik bir aşktan /
kalabalıklar soyunuyorum
viran şehirlere...
bir mum ışımasında
delilik bilevliyorum
aynada gördüğüm yüze.
kemiklerimize dayanan acıyla,
yüreğimizi yaktı Fırat...
ne yana düşse kan revan
ne yana yaslansa viran
bütün çehrelerde aynı keder,
Mavi bir girdaptı,
uykularıma musallat gözleri,
düşlerime kadar boğulurdum.
Dokunduğunda çöl kesen
avuçlarımda yeşerirdi hasreti;
ruhum esrik.
Dudaklarının arasından sızan kelimeler
nergis kokuyordu
ve henüz bırakıp gitmemişti gülüşü düşlerimi...
Enstrüman gibiydi gözleri
yüreğime çalardı notaları...
sessiz bir şarkı mırıldanıyor
şehrin ışıkları
mâi bir gece kuşanmış
uzanmış da boylu boyunca
deniz kokusu sürmüş üstüne
dalgalarını vuruyor kıyılarına.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!