Bir kadın tanıdım ben…
Gecenin karanlığının ayaz kederinde
Hatıraların silinemeyen gerçek yüzü...
Karanlıkta parlayan ağlamaklı bir çift göz...
Sessizlik….
Gizem…
Bugün yazamam ben,
Ne gök gürlüyor ne de iniyor buluttan merhamet,
Toprak kokusu değmiyor ciğerlerime,
Rüzgar fısıldamıyor bugün,
Oysaki,
İstikametsiz bir yolcuyum artık.
Nereye yürüsem aynı...
Bir anlamı yok yürüdüğüm yolun,
Bir anısı da olmayacak konakladığım kolun.
Yanlış mevsimde yanlış bahçede gölgelendiğim ağacın ranası yok,
Meyvelerinin manası yok.
Gidişinle rüzgarlar yolladın sevgili,
Güçsüzlüğümle savurdu beni bilinmezliklere…
Anlamsız yürüyorum şimdi İstanbul sokaklarında .
Son sigaramı Kanlıca’nın sensizinde yaktım.
Karşımda Emirgan...
Sararmış gibi rengarenk laleleri...
Ah karanlığım seni bin kandile değişmem.
Senin sevilesi, tapılası bir yanın var.
Gün ışığı tüm kusurlarımı, gözler önüne sererken,
sen hep örtüyorsun, bir anne gibi şefkatli...
Hayat kısa, geçiyor zaman.
Tik tak tik tak tik tak…
Belki de son kırlangıç göçüdür bu gördüğümüz.
Gökyüzüne bir daha bakabilir miyiz bilmem.
Denize ve gökyüzüne olan sevdalarından bahsetti bana dostlarım.
Özgürüz dediler.
Kanatlarımız bizi özgür kıldı.
Gökyüzünde uçarken,
Denize yakın süzülürken, sevdamızı yaşıyoruz
ve umutlar taşıyoruz dediler.
Sen bir kitapsın,
her sayfan ayrı bir dünya,
Ayrı bir gizem,
Ayrı bir heyecan.
Çevirdikçe sayfaları, bile bile kayboluyor insan
Ahh be!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!