Tattım her duyguyu
Hayat denen bu macerada
Keder, bağımlılık
Aşk, hoşlantı
Sevinç, üzüntü
Beyaz geceler görülür kuzey memleketlerinde
Vakit geç olur iyice lakin
Ne karanlıktır göğün yüzü derin bir gece misali
Ne de aydınlıktır sonunu gösterecek kadar ıssız sokakların
Sokaklarda dolanır insanlar
Arafta kalan yenidoğanlar gibi
Üzüntü nedir bilmez bu hayatta
Uyumadan iki kere görmeyen adam
Güneşin odasını aydınlatışını
Pek kafiyeli değildir lakin
Anlamı büyüktür üstteki dizelerin.
Kar yağıyordu üstümüze lapa lapa
Yanımızda şahidi gibi aşkımızın
Yamuk yumuk bir kardan adam
Kimsecikler yoktu, her yer sessiz
Yer, gök izliyordu o an; sadece bizi
Ve kavuştu ellerimiz, ah, ne sıcak bir his!
Ah şu sokaklar.
Ne dolu gelirdi seninle.
Koridorlar ve amfiler de keza!
Dolup taşıyordu samimi
Ve bir o kadar mutlu insanlarla.
Sevmem yazmayı uzun şiirleri.
Ne kadar kısa ise
O kadar iyi.
Heba etmek gibi gelir
O birbirinden değerli
Yapboz parçaları gibi
Nereden belirdi birden bire gökte?
Tüm bu yıldızlar ve kamer de elbette.
Sanki daha bir hoş saçıyorlar ışık;
Bilemedim ki, ne yazsam son dizeye?
Sevemedim hiç şu hece ölçüsünü
Yeni başladım yazmaya diye;
Sanırlar, ilham yeni geldi.
HAYIR!
Yanlış anlamış alayı vaziyeti!
Aslen, ilhamım beni terk etti!
Adını koymak mı gerekir
Yaşanması için bazı şeylerin
Oldu diyebilmek için bir vaziyete
Bir türlü anlayamam
Ben de Efe olarak doğmadım ki
Anam ben doğunca koydu
Görebilir miyim seni yeniden?
O karlı Kasım akşamındaki gibi.
Gözlerin parlarken gözlerime bakarken
Ellerin soğuk ama bir o kadar da sıcakken
Gülüşün tipiyi unutturacak kadar iç ısıtıcıyken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!